_Düşünce özgürlüğü, tüm kötülüklerin anasıdır.
_Her kim bize karşı ayaklanırsa kendisini ölü kabul etmelidir.
_Belki bazılarınız, Marksist Parti'yi yok ettiğim için beni affetmeyi başaramıyorsunuz. Fakat arkadaşım, ben diğer partilerin de tümünü yok ettim. Hepsi gitti.
_Zayıfa acımak, doğaya ihanettir.
_Hayatım boyunca tek bir şeye asla
_Uyanmanız için ne kadar çok tiksinti biriktirmemiz gerekiyor?
_Nerede tükettin ömrünü? Bir hareketin hatırası, bir tutkunun işareti, bir maceranın parıltısı, güzel ve firari bir cinnet - geçmişinde bunların hiçbiri yok; hiçbir sayıklama senin ismini taşımıyor, seni hiçbir zaaf onurlandırmıyor. İz bırakmadan kayıp gittin; senin rüyan neydi
George Orwell ''Bütün hayvanlar eşittir'' diye başlayan bir başkaldırının ''bütün hayvanlar eşittir ama bazı hayvanlar daha eşittir'' noktasına nasıl geldiğini sistemler eleştirisiyle muhteşem biçimde ele almış mükemmel bir yazar.
Benim anladığım veya yorumlamak istediğim şekli ile karakterler şu anlama
Hitler’in babası çocukların evde kendisine sıklıkla kullandıkları takma isimlerle değil de, Herr Vinter (Almanca: Bay Baba) diye seslenmelerini isterdi.
Herhangi bir diktatörlük, Habsburg sarayına karşı olan tutumumla kıyaslanınca, bana, hürriyete ve bütün makul şeylere karşı bir ihanet, bir cürüm gibi görünüyordu.
Çok küçük yaşta sesli olarak dinlemiştim. Şimdi anlatmak istedikleri ile ilk defa okudum. Napolyon karakterini yazar Stalin olarak nitelendirmiş bundan hareketle bende Snowball karakterini Troçki olarak aldım. Buna görede Koca Reis Lenin ya da Karl Max, Çiftlik sahibi Bay Jones II.Nikolay, diğer çiftlik sahipleri Adolf Hitler ve Winston Churchill oluyor diyebiliriz. Aslında bu kitapdaki karakterleri pek çok diktatör ile eşleyebiliriz. Uzun lafın kısası gerçekten derin eleştrisi olan bir kitap kesinlikle okunmalı.
Hayvan ÇiftliğiGeorge Orwell · Can Yayınları · 2011245,4bin okunma
Caner the CahilBender
N. Herr Caner!?
C. Ha. Ne. Ne var, ne oldu Nietzsche?
N. Uyku tutmadı be azizim.
C. Konuşmak ister misiniz?
N. Aslında iyi olur. Başka çağda yaşamak ağrısı takıldı boynuma. Çağımdan sadece ben kaldım. Ve kendi zamanıma dair bircok şey biliyorken şimdi Grundschule (ilkokula)'ye giden bir ufaklık bile
TANRILAR MAHKEMESİ DİYALOGLARI
ZWEİG, HİTLER'E KARŞI
- Burada Almanca konuşan kimse yok mu ? Hangi dili konuşuyor bunlar ? Hiçbir şey anlamıyorum.
- Hey merhaba , ben Almanca biliyorum ve sanırım seni de bir yerlerden hatırlıyor gibiyim.
- Beni kim tanımaz ki , ben Führer’im , senin Führer’in
- Demek sende buradasın ? Beni tanıdın mı ?
- Hayır