Merhaba arkadaşlar. Hepimize iyi akşamlar ve iyi bir hafta sonu diliyorum. Sağlığınız, afiyetiniz ve keyfiniz daim ola! Stephen King ile yola devam ediyoruz. Sohbet çok güzel diye başlamak istiyorum çünkü kitap bir sohbet havasında başlıyor. Yazar, kendince bu eseri kaleme alma şeklini anlatayım derken güzel bir sohbetle birleştirerek başlamış
İlk kez filmini çocukken izlemiştim sanirim.
Mistikci haham Loew golemi bir kucak dolusu kilden üretti. Kendisini koruması için yarattığı canavar, başına bela oldu. Doktor Frankenstein mezarlardan topladığı ceset parçalarından hayat üretti. Yarattığı yaratık da döndü onu öldürdü.
Ya peki içindeki kötülüğü iyiliğinden ayırıp birbirine mahkumiyetten kurtarmak isteyen Dr. Jekyll'in başına ne gelecek dersiniz? Evet, yine başa bela olan bir canavar çıkıyor ortaya. Konusu müthiş bence, hatta zamansız. Çünkü içimizdeki iyiliğin ve kötülüğün kapışmasından ne kadar bıksak usansak da, bizi muhtemelen insanlığın sonuna kadar terketmeyecek. Onunla bir şekilde yaşamayı öğrenecek ve yeni nesillere öğretmek zorunda olacağız. Nefsini öldür, içindeki kötülüğü öldür gibi safsatara kulak vermemek, en azından doğru yorumlamak gerekir. İçimizdeki ego veya nefis de doğanın/tanrının bize bahşettiği, bizi koruyan, hayatta kalma ve temel ihtiyaçları giderme konusunda yeterince azim ve gayret göstermemize sebep olan bir otokontrol mekanizması. Ego terimini halkın kullandığı şekilde kullandım. Psikanalizde kullanılan id, ego, süperego terimleri ilgilileri tarafından araştırılabilir.
Kitap içerik olarak çok daha kapsamlı, çok daha bağlayıcı ve sürükleyici olabilirdi, ve eminim bugün tekrar yazılsa çok daha iyi bir iş çıkardı ortaya. Her ne ise, sinemaya kaç kez uyarlanmış, literatür ve sinema tarihinde belirli ve sarsılmaz bir yeri olan bu esere yabancı olmak çok ayıp diye düşünüyorum.
Okumamış olmak ayıp değil, okumayacak olmak ayıp diyelim.
Kitapla kalın...
Dr. Jekyll ile Bay HydeRobert Louis Stevenson · İş Bankası Kültür Yayınları · 201520.3k okunma
_Eğer birinin ruhunu görmek istiyorsanız, ona hayallerini sorun.
_İnsan doğasındaki en derin prensip, "takdir edilme" isteğidir.
_Alaycı tiplerin aslında acılarını gizlemeye çalıştığı gerçeği doğrudur.
_İnsanın dünyadaki durumu, kedinin kitaplıktaki durumu gibidir; görür ve duyar ama hiç bir şey anlayamaz.
_Yanlış anlayanlar tarafından
_Freud ve Josef Breuer, nörotik semptomların, örneğin histerinin, gerçekte simgesel anlamları olduğunu fark ettiler. Bunlar da tıpkı rüyalar gibi, bilinçaltının dışavurum biçimleridir.
_Breuer ile Freud’un Travma Kuramı’na göre, nörotik septomlar ve histeriler, travmalardan ve psişik hasarlardan ortaya çıkıyor ve bilinç dışında yıllar boyu
“Şimdi Bay Golyadkin'in karşısında oturan kişi, Bay Golyadkin'in korkusu, Bay Golyadkin'in utancı, Bay Golyadkin'in dün geceki kabusu, kısacası Bay Golyadkin'in ta kendisiydi.”
Psikoloji temalı eserleri oldum olası sevmişimdir. Asıl öznesi gezegendeki en komplike bilinçaltına, öngörülemeyen davranışlara ve fikirlere sahip insan canlısı olduğu için kişisel bir ilgi duyuyorum bu bilim dalına karşı. Dr Jekyll ve Bay Hyde, iki ana karakter üzerinden müthiş bir metaforik anlatımla kişilik bölünmesi konusunu işleyen ve bu
Öyle garip geliyor ki şuan yaşananlar.
Gözlerinde hesap makineli insan figürleri, çocuklar zoraki bir oyunun mutsuz çocukları ve herkesin herkesten daha iyi olduğunu ispatlama yalancebesi, halbuki ne kadar sırıtıyor gözlerindeki hırs, ego , fanatizm...
Haa C. bi sen mi pirüpaksın bu laf salatalı yerlerde, yok abim yok...ben de ortalaması kadarım işte sosyolojik şempanzede ama en azından ne ayar olduğumun farkındayım...
Bay C.