Şark Türklerinde cemiyet, hakimlerle mahkumlardan oluşmuş olunca, hakim zümrenin ismine "gök", mahkum zümrenin ismine "kara" sıfatları ithal edilirdi: Gök Türk, kara budun gibi. Bunların simgeleri olan ilahlara da Gök Tanrı, Yağız Yer denilirdi. Altay Türklerinde birinciye Bay Ülgen, ikinciye Erlik Han adları verilirdi. Oğuzlarda da birinciye Ak, ikinciye Kara adları verilirdi. Ak Süyek (Ak Kemik), Kara Süyek (Kara Kemik) gibi. Bu tabirlerden birincisi soyluları, ikincisi uyrukları ifade ederdi. Eski Türklerde bir hükümdar mağlup olduğu zaman Kara Han yahut Moğolca aynı manaya delalet etmek üzere Kür Han adını alırdı. İntikamını alıncaya kadar, düşmanlarına galip oluncaya kadar bu unvanı muhafaza ederdi. Esarete ve mahkumiyete düşen bir millet de kara sıfatını alırdı. Türklerden Bolak kavmi, Kıpçaklara mağlup ve esir olunca Kara Bolak unvanını aldı. Sonra esaretten kurtulmakla kara sıfatını üzerinden attı.
Gök Tanrı'nın oğludur Kayra Han. Annesi yoktur. Üzerinde yaşadığımız yeri, gördüğün görmediğin her şeyi o yaratmıştır. Göğün 17. katında oturur. Bay Ülgen de Kayra Han'ın oğludur. Altındağ'da, altından kapısı olan altın bir sarayda yaşar. Altın Bir taht üzerine oturur...
Sayfa 90 - Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık - 1. BaskıKitabı okudu
Reklam
“Yalnızlık Tanrı’ya dahi ağır bir yüktür Bay Ülgen, bu derin yalnızlıktan kurtulmak istiyorsan yaratmalısın!”
Bey Kelimesinin Kökeni
... Bey sözü de "bay"dan gelir. Ama bu İngilizcedeki "bay" gibi değil. ... Ülgen, Türklerin iyilik yayan bir tanrısı gibi biridir. Onun tam adı ise Bayülgen'dir. Yeryüzündeki yöneticiler de onun temsilcisi olduğu için o başındaki "bay" ifadesini kendilerinde de kullanmışlardır. Bu daha sonra "bey'e dönüşmüştür. Yani nasıl biz halifeleri Allah'ın yeryüzündeki gölgeleri olarak düşünüyorsak eski Türkler de bu düşünceyle bu ismi almış. Ve bu Osmanlı dönemine kadar devam etmiş. Ha Osmanlı döneminde ya da ondan önceki Selçuklu döneminde bu niyetle kendilerine "bey" demiyorlardı fakat bu akla kazınmış. Yani bu yüzden bey kökünün derinliği çok çok önceye gider.
Sayfa 243 - Lopus Yayınevi, 1. Baskı (2020)Kitabı okudu
Yer yoktu, kişi yoktu, bitki yoktu, hayvan yoktu... Yalnızca uçsuz bucaksız, kapkaranlık bir su vardı. Ve suyun üzerinde beyaz iri bir kaz kılığında uçan Bay Ülgen vardı..
“Yalnızlık Tanrıya dahi ağır bir yüktür Bay Ülgen, bu derin yalnızlıktan kurtulmak istiyorsan yaratmalısın!”
Sayfa 25 - ötükenKitabı okudu
Reklam
93 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.