Uğur Mumcu, Atatürk'ü en doğru anlayan ve en iyi şekilde anlatan birkaç gazeteciden biriydi.
Örneğin, "Üç Ana Çizgi" başlıklı yazısında Atatürk'ü şöyle anlatmıştı:
"Tarihe -laboratuvar- gözüyle bakınca üç karakter modeli gözler önüne gelmektedir. Birincisi Tanzimat'ın Büyük Reşit Paşa'sı, ikincisi Meşrutiyet'in Enver Paşa'sı, üçüncüsü Kurtuluş Savaşı'nın Mustafa Kemal Paşa'sı... Büyük Reşit Paşa 'Batı uyduculuğunun' simgesidir, Enver Paşa 'serüvenciliğin', Mustafa Kemal Paşa ise 'ulusallığın', 'devrimciliğin' ve 'gerçekçiliğin' ...
Üçüncü çizginin sahibi Kurtuluş Savaşı'nın yüce önderi Mustafa Kemal Paşa'dır. Bu görkemli tarih ve kişilik çizgisi, milliyetçiliği 'antiemperyalizm' olarak görür; devrimciliği, 'halkçılık' ve 'cumhuriyetçilikle' çağdaş uygarlığa ulaşmak biçiminde anlar ve uygular. Bu nitelikleri ile ulusal bağımsızlığın, Türkiye koşullarına uygun devrimciliğin ve ilericiliğin simgesi ve ana doğrultusudur. Bu yüzden Atatürkçülük, 'Büyük Reşit Paşa Batıcılığı'na ve 'Enver Paşa milliyetçiliği ve serüvenciliği'ne karşı tek seçenek olan 'ulusal ve 'devrimci çizginin' dünden bugüne uzanan gerçekçi doğrultusunu simgelemektedir.
Bizler, 'Batı uyduculuğunun' simgesi Büyük Reşit Paşaların, 'serüvenciliğin' simgesi Enver Paşaların değil, 'ulusal kurtuluşçu ve devrimci' Mustafa Kemal Paşaların kuşağıyız. Ve öyle olmalıyız, öyle kalmalıyız."
(Cumhuriyet, 11 Şubat 1982)