Hikmet Hükümenoğlu'nu daha önce hiç okumamıştım, kitabın Yunus Nadi ödüllü olması bana güzel olabileceğini düşündürdüğü için aldım. Bu izlenim doğru çıktığı için çok mutluyum!
Yazarın karakterlerini, seçtiği zaman dönemini (1920-1960 arası diyebiliriz), sade ve akıcı dilini, ucundan kıyısından büyülü gerçekçiliğini (Harika'nın nesneleri havalandırmasından bahsediyorum) çok çok sevdim. Dipnotlarına ve karakterlerine verdiği sözlere ise bayıldım. Çok sevdiğim Kafamda Bir Tuhaflık'ta da hikaye devam ederken karakterler yer yer söz alıyor ama bunu yaparken doğrudan yazarın sözünün arasına girerek konuşuyorlardı. Hikmet Hükümenoğlu karaktere söz vermeden önce bunu belirtiyor, arkasından karakterden hikayenin o kısmıyla ilgili görüşünü ya da hatırladığı bir ayrıntıyı bir paragrafta dinliyoruz. Çok hoş bir teknik.
Kitaba yapacağım tek eleştiri, karakterlerin dış görünüşlerinin yeterince betimlenmemiş olması diyebilirim. Harika'yı, Melek Hanım'ı, Gülizar'ı gözümde daha rahat canlandırabilmek isterdim.
Okunması kolay bir kitap, uzun okumalar yapamayan ya da okumayı çok sevmeyenlerin bile kolaylıkla okuyabileceği bir eser.