Eğitim ve terbiyeye önem veren “iyi aile”lerin çocukları yakın akrabalardan topladıkları bayram harçlıklarıyla idare ederlerken; eğitim düzeyi düşük, görgü ve terbiyeyi pek de önemsemeyen ailelerin, arsız olmuş çocukları sokak sokak dolaşıp harçlık ve şeker toplamaya çıkarlardı. Kapı çalınır, ev sahibi kapıda yüzlerini hiç görmediği bir alay çocuk bulur, çocuklar “bayramınız mübarek olsun” cümlesiyle ev sahibinin eline yapışırlar, alelacele öperler, şekerlerini aldıkları halde gitmezler, harçlık beklerlerdi. Kapıyı ilk çalan çocuk güruhuna para veren ailenin kapısı susmak bilmezdi. Çünkü çocuklar hemen haberleşirler, hangi evden ne kadar harçlık, hangi evden şeker, hangisinden çikolata veriliyor, derhal bilgilerini birbirlerine aktarırlardı. Bu çocuklar kendi mahalleleriyle yetinmezler, şehrin öbür ucundaki evlere bile giderlerdi
Mübareke kelimesi, "tebrik etmek, kutlamak" manasına gelen Arapça bir kelimedir. "Bayramınız mübarek olsun." yahut "Cumanız mübarek olsun." gibi gündelik kullanımlarda karşımıza çıkan "mübarek" sözcüğünün, geleneğe dönüşmüş bir iş için isim olmuş hâlidir mübareke.
HEPİMİZ KUDÜSLÜYÜZ
Bayramınız mübarek olsun canlar... Melekler alnınızdan öpsün...
İnancından, duruşundan, milletinden emin olamayanlara ibret olsun duruşunuz.
Kazanmak, neticeye ulaşmaktan çok, yolu doğru yürümektir.
Ayaklarımıza bir Kudüs gücü gelsin de hele, omurgamız dik-leşsin.
İçimize güven, yüzümüze bir tebessüm yerleşti mi biz de Kudüslüyüz artık.
13 Mayıs 2021
"...Öksüzün hiç anısı olmaz. Ben öksüzüm. Bayramlarda hep bunu hatırlarım. Sizi üzmek istemiyorum ama bayram bana hüzün veriyor. Hele Kurban Bayramı... Kusura bakmayın, yine bayramınız mübarek olsun. Kutlu olsun, mutlu olsun, hepiniz neşeli olun inşaallah. Ben ilkokula dört yaşında başladım ve o zaman eski harfler vardı. Eski harfleri iyi biliyorum. Dört yaşında başladım, dokuz yaşında bitirdim ama dört yaşındayken sınıf hocamız inşaallah yaşıyordur, çünkü bir tanesiyle hâlâ temastayım, ilk mektep hocalarımla Adalet Şevket Hoca Hanım. Her dersi bir hoca verirdi. Musiki dersini de o verecek ama galiba hiç sesi müsait değildi. Ama ben o yaşta da böyle ciyak ciyak bağıran bir küçük çocuktum. 'Kanaryamın tüyleri altın gibi sarıdır' diye bir şarkıyı öğretmek istiyor bize. Onu birisiyle bana öğretirdi. Bir başkası ile. Ben de sınıfa öğrettim. 'Kanaryamın tüyleri altın gibi sarıdır / Kendi fakat arıdır / Bütün derdi darıdır' diye böyle bir çocuk şarkısı. Böylelikle galiba bu işe başlamış oldum. Sonra ortaokulda... Efendim? Haaa ben mi hangi okuldaydım? Şimdi bak, sakın ağlamayın. Ben öksüz büyüdüm ve kimsesiz. Beni annem öldükten sonra dadım öksüzler yurduna verdi. İşte ben oradaydım. Devletimin milletimin himayesinde yetiştim. En iyi şekilde okuduk".
Sayfa 34 - Türkiye iş Bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
Kim Ramazan ve Kurban Bayramı gecelerini, karşılığını sadece Allah'tan bekleyerek ihya ederse kalplerin öldüğü günde onun kalbi ölmez ve cennet o kimseye vacip olur.
Layık olmak dileğiyle..
Kendinizden başkasını düşünenlerdenseniz… Elinizle, dilinizle, muhabbetinizle merhem olanlardansanız… Bayramınız mübarek olsun. Değilseniz… Ne konuşmaya ne bayramlaşmaya değer bir şey yoktur aramızda.