Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
•Hacı Bayram Veli•
Bayramiyye tarikatı denilen irşad mektebini kurdu ve irşada başladı. İnce eleyip sık dokuyor, dervişlerini adeta “aşk”ın ve “fazilet”in imbiğinden geçiriyordu. (Yavuz Bahadıroğlu)
Sayfa 74
Bilindiği gibi, Hacı Bayram Veli'nin Ankara'da kurduğu Bayramiyye tarikatının üç önemli esası vardır: Cezbe, muhabbet ve sırr-ı İlâhi. Bu üç esas, üç tevhit merhalesi ile bilgi derecelerini ihtiva eder: "Bilmek", "bulmak", "olmak".
Sayfa 16 - Ankara Büyükşehir Belediyesi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Derin bir islâmî kültüre sahip bu büyük mütefekkirin, hayata bakışı ve dünya görüşü, aldığı derin medrese eğitimi ile bilahare Bayramiyye tarikati adıyla tesmiye edilen tasavvufi duyuş ve düşünüş sistemine dayanır.
Sayfa 15 - Ankara Büyükşehir Belediyesi YayınlarıKitabı okudu
Hacı Bayram'ın annesi hakkında mezarının yeri hariç bilgi sahibi değiliz. Çubuk çayının Solfasol'a göre öbür yakasında bulunan dört duvarla çevrilmiş olan mezarın kitabesinde "Ümm-i Hacı Bayram-ı Veli" yazmaktadır. Hacı Bayram-ı Veli'nin annesiyle ilgili tarihi kayıtların elde olmamasına rağmen onun hakkında anlatılan menkıbeler vasıtasıyla muhtelif bilgilere ulaşmaktayız. Bayrami ve Halveti şeyhlerinden Bolulu Himmet Efendi Tarikat-name'sinde Der Beyân-ı Silsile-i Bayramiyye bölümünde; annesinin Hacı Bayram'a hamile olduğu süre içerisinde karnındaki bebeğin zaman zaman "Allah" dediğini işittiğinden ve karnında bir kâmil pirin bulunduğunu gördüğünden bahsetmiştir. Şeyh Himmet Efendi'nin manzumesinde bahsettiği Hacı Bayram'ın annesinin karnındaki bebeğin Allah dediğini işittiğini ve karnı içinde sanki yetişkin insan gördüğünü söylemesi, hâlâ halk arasında yaşamaktadır.
Sayfa 9 - Ankara Büyükşehir Belediyesi YayınlarıKitabı okudu
1416'da yaşanan Şeyh Bedreddin olayının, Osmanlı merkezi yönetimini sufî çevrelere karşı son derece dikkatli ve uyanık olmaya sevkeden en önemli faktör olduğunu söyleyebiliriz. Bu sebeple II. Murat zamanında Hacı Bayram-ı Veli'nin kazandığı ün ve tarikatının Orta Anadolu'da elde ettiği nüfuz, bir ara tedirginlik kaynağı olmuştur. Nitekim 16. yüzyılda Bayramiyye Melâmîleri Osmanlı rejiminin en çok çekindiği ve sürekli gözaltında tuttuğu sufi kesimlerinden biri haline gelmekte gecikmedi. Halvetiler'in bilhassa Gülşenî kolu, aşağı yukan aynı kaderi paylaştı. Hacı Bayram-ı Veli'nin II. Murat (1421-1451) tarafından göz hapsine alınmak üzere Edirne'ye çağrılmasına benzer bir şekilde, Kanuni Sultan Süleyman (1520-1566) zamanında da İbrahim-i Gülşenî İstanbul'a çağrılmış ve bir süre göz hapsinde tutulmuştur. Hele Kalenderiyye'nin muhtelif şubelerini teşkil eden tarikatlar, II. Bayezid (1481-1512) döneminden itibaren, bazen karıştıkları, bazen bizzat kendilerinin başlattığı birtakım hareketler sebebiyle sıkı bir gözaltı ve takip politikasına muhatap olmuşlardır.
Sayfa 180Kitabı okudu
Reşat Öngören
Kanuni dönemi, özellikle şeriat çizgisini muhafaza eden Sünn'i tarikatlar açısından, bir altın dönem olarak karşımıza çıkmaktadır. Bununla birlikte aynı dönemde, ikisi Melamiyye-i Bayramiyye'den, biri Gülşeniyye-i Halvetiyye'den olmak üzere üç tarikat şeyhinin idam edildiği de bilinmektedir.
Reklam
Osmanlı Devleti'nde memur ve askerler başta olmak üzere devlet erkanına, Ramazan-ı Şerif'te maddi sıkıntı çekmemeleri, daha çok hayır ve hasenatta bulunmaları için hem maaşlarının bir bölümü Ramazan'dan önce veriliyor; hem de Ramazan'ın ortasında "Bayramiyye" ya da "Ramazaniyye" adı ile çift maaş tahsis ediliyordu.
Sayfa 159Kitabı okudu
Bursa'da Zaman
" Bursaya gelip yerleşmiş olanlardan biri de o çok çalışkan ve iyi niyet sahibi Celveti şeyhi İsmail Hakkı Efendi'dir. Celvetiliğin ikinci devresi ... Üftade ile başlar. Fakat bütün Türkiye'de asıl şöhreti Aziz Mahmud Hüdayi iledir." Ruhul Beyan Tefsiri ile nam salmış İsmail Hakkı Bursevi hazretlerinin, Aziz Mahmud Hüda-î hazretlerine bağlı bir tarikat şeyhi olduğunu öğrendim. Ali radıyallahu anh'tan gelen tasavvuf yolunun Celvetî kolu, önce Halveti'lik ile sonra Hacı Bayram Veliye nisbet edilen Bayramiyye ile birleşmekte. İslâm tarihine bakıldığında ümera kesimin çokları, tasavvuf yolunun hak olan bir koluna intisap ettiği görülüyor. Fatih Sultan Mehmet han'dan tutun Necmettin Erbakan hocaya kadar bu görülür. Hepsine rahmet olsun...
Sayfa 102Kitabı okudu
Akşemseddîn cehri zikirle, Bıçakçı Ömer Dede ise hâfî zikirle yetişmiştir. Akşemseddîn'in tesis ettiği kola Şemsiyye-i Bayramiyye, Bıçakçı'nın tesis ettiği kola da Melâmiyye-i Bayrâmiyye denmiştir. Akşemseddîn, mikrop meselesini tıp tarihinde ilk defa ortaya atan kişidir. Akşemseddîn Zikir ve Semâ Hakkında Risâle-i Zikrullah
Akbıyık Sultan
Asıl adı Ahmed Şemseddin'dir. Keşf ve keramet sahibi bir meczub olarak tanınır. Hacı Bayram Veli'ye mürid olduğunda kalbinde mal-mülk kazanma arzusu yatmaktadır. Bir gün şeyhinin bu isteğinden vazgeçmesi yönündeki tavsiyesi üzerine dervişliği bırakmak amacıyla aceleyle tekkeden çıkarken başındaki tarikat tacı kapıya takılır ve yere düşer. Tacının düşmesini bir işaret olarak algılar ve şeyhini incittiğinin farkına vararak geri dönüp Hacı Bayram'ın ellerine kapanır, af diler. Tekrar dervişliğe kabul edilince bu olayı unutmamak için başına bir daha tac giymez. Tasavvufî terbiyesini tamamlamasının ardından Hacı Bayram tarafından Bursa'ya gönderilen Akbıyık Sultan'a II. Murad, Bursa-Yenişehir yakınlarındaki bir köyü bağışlar. Varna seferine ve İstanbul'un fethine katılır. Fetihten sonra Ayasofya civarında adına bir cami yapılır ve bu semte ismi verilir. Şems-i Hüdâ mahlasıyla şiirler yazan Akbıyık Sultan, Bayramiyye'nin Celvetiyye kolunun tarikat silsilesinde yer almaktadır. Mezcub tavrına rağmen Çandarlı Halil Paşa ve Molla Yegan gibi âlim ve devlet adamlarının, onunla bir araya gelip sohbetinden istifade ettikleri belirtilmektedir. Akbıyık Sultan, malının hesabını bilemeyecek kadar çok zengin olduğundan servetini Allah yolunda harcamak maksadıyla Bursa Ulucami civarında büyük bir külliye yaptırır. Külliyeden günümüze sadece türbesi ulaşmış olup, ziyarete açıktır.
Reklam
68 syf.
·
Puan vermedi
·
16 saatte okudu
Hacı Bayram Veli. Fatiha'yı 7 farklı şekilde tefsir eden Somuncu Baba'nın müridi, Emir Sultan'ı defneden, Akşemseddin tarafından defnedilen, Ankara'nın mürşidi. Bir taraftan müritleriyle birlikte çiftçilik yaparak geçimini sağlarken diğer taraftan vaaz ve nasihatlerle Ankara'yı irşad eder. II. Murad'ın da desteğini
Ankara'nın Gönül Sultanı Hacı Bayram-ı Veli
Ankara'nın Gönül Sultanı Hacı Bayram-ı VeliAbdurrezzak Tek · Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları · 201544 okunma
Osmanlı Devleti'nde memur ve askerler başta olmak üzere devlet erkanına, Ramazan-ı Şerif'te maddi sıkıntı çekmemeleri, daha çok hayır ve hasenatta bulunmaları için hem maaşlarının bir bölümü Ramazan'dan önce veriliyor; hem de Ramazan'ın ortasında "Bayramiyye" ya da "Ramazaniyye" adı ile çift maaş tahsis ediliyordu.
Sayfa 159Kitabı okudu
40 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.