Bazen insanlar ;hür iradeleri ile istedikleri için değil ,uyumlu olmak için istediklerimizi verirler, sonra da bundan ötürü bize kızarlar . Sonuçta ikimiz de kârlı çıkmayız.
Bazen solumuzdan bazen soluğumuzdan eksiliriz. Bazen otobüste cam kenarına değil
Hayatta can kenarına yaslanmak isteriz
Cam kenarı ve can kenarı çekilince solumuzdan ve soluğumuzdan eksiliriz.
Bütün isimleri ve tarihleri unutmalı
Her geceyi uyanık geçirmeli
Sayıları saymamalı mesela
Bazen de çokça içip az sarhoş olmalı
Çiçeklere gereken değer verilmiyor bana göre
Balkonlara hapsedilmemeli değerli ve sigaralı zamanlar
Genç kızlar pencerelere mahkım edilmemeli
Baş aşağı durmalı bazen
Ayakların suçu başa atılıp baş suçlanmamalı
Aşklar mesela
Yarım kalmamalı
Sevdalarsa körüklenmemeli
Ayrılıkların boynu bükük bırakılmalı
Hiç bir zaman zaman kavramını kullanmamalı çocuklar
Merheba çocuk denebilmeli aynaya karşı
Saç-sakal karışmalı bir süre
Zındanlara kilit vurulmalı ama hırsızlar da cezasız kalmamalı
Murdar beyinler yıkanmalı mı yıkılmalı bilmem
Ama
Bu çalışmayan sistemden kurtulmalı
"Kimsenin olmadığı bir yer istiyorum, kendime ait bir dünya. Benden başka kimsenin olmadığı bir yer. Sadece benim kendimle başbaşa kalabileceğim bir ortam. Herkesten, her şeyden uzaklaşmak istiyorum bazen. Yanlız olmak istiyorum sadece bir kaç saniye olsa bile..."
Bazen elimde bir kitap bir sıraya otururum. Ama rahat bırakmazlar. Ne çok delikanlı vardır burada bilseniz. Laf atarlar. O zaman insana dünyada en kötü şey kadın yaratılmakmış gibi gelir.
İnsan yinede kendine sormadan edemiyor. İnsanlıktan nasip almaları bu kadar zormuydu. Değer veren seven birini görünce karşılık vermek yerine bu benim kapımda köpek olur havasına fikrine düşüncesine kapılmak yerine ben onun için her şeyi yapayım o benim için her şeyi yapsın yalansız dolansız riyasız onurluca hayatındaki insandan ibaret yaşamak bu kadar zormuyfu insan bazen sorası geliyor sonra insanın aklına kurbağa akrep hikayesi geliyor o suyu geçerken kendisinin de öleceğini bile bile sırtına bindiği kurbayı sokan akrep.
Güzel havanın iyileştiremediği , göğün ferahlatmadığı şeyler de var. Bazı şeylere elin yetmez , ruhun sığmaz teselliye.. işte o zaman gidecek yerim neresi diye yollara düşerim , bana iyi gelecek olana adım atarım. Ve ihtiyacım olan neyse işte ona giderim. Ama takati olmuyor ya bazen insanın , işte o karanlıkta kalırım bir süre. Ta ki o el beni bulana kadar..
...Aynı zamanda "isteksizce veya baskı altındayken "başkalarına yardım etmememiz gerekmektedir.Sınırları zayıf olan insanlar,kontrol edilmeye, baskıya,taleplere ve bazen de başkalarının gerçek ihtiyaçlarına hayır demekte güçlük çekerler .Birisine hayır derlerse ,o kişi ile olan ilişkilerini tehlikeye atacaklarını düşünür ve bu yüzden isteneni yaparlar ,bir yandan da içten içe öfkelenirler.Baskı bazen sizden bir şey yapmanızı isteyen birinden gelirken ,bazen de içinizden bir ses o şeyi yapmanız gerektiğini söyleyerek sizi baskı altına alır .Dışarıdan ya da içinizden gelen bu baskılara hayır diyemezseniz,kendi mülkünüzü kontrol edebildiğiniz hissini kaybeder ve "öz denetimin "getirdiği sonuçlardan faydalanamazsınız.