Sevgili yazma ve okuma sever arkadaşlar yeni bir mobil platfrom var adı ink. X den sıkılınca bazen uğramalık makale ve kısa yazı yazmayı okumayı sevenler indirip kullanabilir
inkapp.bio.link
#edebiyat #kitap #gündem
“Küçük Prens gibi biz de bazen yalnız hissederiz. Yalnızlık hayatın bir parçasıdır çünkü herkesin farklı bir kişiliği vardır. Kibre kapıldığımızda sadece kendi sesimizi duyarız ve kalbimiz bomboş kalır. Ancak biraz çaba ve cesaretle, ıssız bir çölde bile başkalarına ulaşmak için bir yol bulabiliriz.”
Jo Nesbo'nun Harry Hole serili kitaplarını 1.den itibaren okumazsanız beğenmeniz biraz zor olabilir. Yazarımız çok ayrıntılı yazsa da bazen geçmişe dair fazla bilgi vermiyor. Bu durumda, O kimdi? Ne olmuştu? Neden bu tepkiyi verdi? Şeklindeki sorular havada kalabiliyor.
Yine kitap ismi ve konu bir biriyle çok ilgili değil
Kitabın konusu kısaca şöyle;
Oslo’da iki kadın ölü bulunur; nasıl açıldığı belirlenemeyen yirmi dört yarayla kendi kanlarında boğulmuşlardır. Bir seri katilin işine benzeyen bu cinayetler kısa zamanda basının ilgi odağı olur. Ortada bir ipucu yoktur, polisin eli kolu bağlıdır ve onlara yardım edebilecek tek kişi, Harry Hole Hong Kong’da inzivaya çekilmiş, Kardan Adam vakasının travmasından kurtulmaya çalışmaktadır.
Babasının ağır hasta olduğunu duyan Harry gönülsüzce Oslo’ya döner. Katil elini yeniden kana bulayınca soruşturmaya dahil olmaktan kendini alamaz. Ve çok geçmeden hem mesleki yeteneklerini, hem de kişiliğini sınayan bir psikopatla karşı karşıya olduğunu anlar.
Peki kadın ve erkek, bazen kıtaları aşmaları gerekse bile birbirlerini nasıl bulur? Çok basit; bunu aralarındaki çekim gücü sağlar. Aradaki mesafenin, sınıf farklılıklarının, kültürel ayrımların ya da başka engellerin hiçbir önemi yoktur.
Biz kısacık hayat-ı dünyeviyeye yirmiüç saatı sarfedip, beş farz namaza kâfi gelen bir saati, pek çok uzun olan hayat-ı uhreviyemize sarfetmezsek; ne kadar hilaf-ı akıl bir hata ve o hatanın cezası olarak hem kalbî, hem ruhî sıkıntıları çekmek ve o sıkıntılar yüzünden ahlâkını bozmak ve me'yusane hayatını geçirmek sebebiyle, değil terbiye almak, belki terbiyenin aksine gitmekle ne derece hasaret ederiz, kıyas edilsin.
Eğer, bir saati beş farz namaza sarfetsek; o halde hapis ve musibet müddetinin herbir saati, bazen bir gün ibadet ve fâni bir saati bâki saatler hükmüne geçebilmesi ve kalbî ve ruhî me'yusiyet ve sıkıntıların kısmen zeval bulması ve hapse sebebiyet veren hatalara keffareten affettirmesi ve hapsin hikmeti olan terbiyeyi alması ne derece kârlı bir imtihan, bir ders ve musibet arkadaşlarıyla tesellidarane bir hoş-sohbet olduğu düşünülsün.
Asa-yı Musa - 11
Zaten her düşün bir melodisi yok mu? Bir ses, uyum içinde çalınmaz mı kalplere, bazen durduk yere? Sonra başka bir yerde, uzak bir ülkede mesela veya hemen orada, hatta şu anda, tanıdık gelmez mi, o eski nağme?