bazen gelir bu his..
Sanırım kendi kendisine de katlanamıyordu.
En ince his...
Bilmem size de hiç oldu mu?.. Bazen insan bir kitapta kendisinin de aklından geçmiş bir fikre, ta derinden hatıra gelen silinmiş bir hayale rast gelir ki bu, en ince hissinizi anlatıyor sanırsınız.
Sayfa 86 - İş Bankası Kültür Yayınları
Reklam
Bazen çocuklarımın odasına girdiğimde, yaşamlarımızın ve yaşadığımız yerlerin birbirlerinin izlerini taşırken ne denli yaklaştıklarına dair güçlü hislere kapılırım. Dolayısıyla, boş odada bile hâlâ nefesleri varmış, tüm anıları ve hayalleri her nasılsa bir kumaşın kıvrımları ya da bir yüzeyin damarları ile görünmez bir biçimde kaynaşmış gibi gelir. Sadece teknolojinin soğukluğuna nüfuz edilemez ve parmaklarınızı bir bilgisayarın klavyesinde, bir tabletin kapağında ne kadar gezdirirseniz gezdirin kayıp çocuğunuza ait hiçbir his yoktur. Bir şifre, kullanıcısının yaşamına dair herhangi bir iz bulmanıza engel olan bir güvenlik duvarı vardır ve bu yüzden alanını talep eden varlığın tüm kuvvetinin sindiği odanın geri kalanından ayrı dururlar. İşte bu nedenle Luke'un evini çok fazla düşünüyorum çünkü bu alanlara kendi damgamızı vuruyorsak, karşılığında onların da kendi gerçekliklerini öne sürmeleri olasıdır, böylelikle dağınık yataklarla dolu boş odalar labirenti ve ansızın çekip gidişlerden artakalan ortalığa yayılmış parçalar, karanlık koridorlar ve sahanlıklar, tüm bu şeyler müşterek varlıklarını ona dayatabilir.
Sayfa 52 - 2. BASIM: ARALIK 2022 - TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI
"Özgür insan ve özgür toplum, insanların 'hayır' deme hakkı korunarak inşa edilebilir. 'Hayır' deme hakkı engellenen insan, zihinsel ve duygusal radarları hasar aldığı için ömür boyu engelli hâle gelir. Kötülüklere duyarsız, anonim, silik, kimliksiz ve kişiliksiz insanlar, hayır deme yetisi, yetkisi ve hakkının gaspıyla üretilmektedir. Kendilerini korumak için bile hayır diyemeyecek hâle getirilen bu insanlar, bazen yalnız kalma korkusundan bazen de herhangi bir öfkenin muhatabı olmamak için hayır diyememektedirler. Hayır diyemediklerimiz, içmizde birikerek katı bir vicdan gelişmesine yol açmakta ve suçlusu biz olmadığımız birçok olayda kendimizi suçlu hissetmemize sebep olmaktadır. Hiçbir sorunu çözmeyen bu his, hayır diyememe hastalığının ilerlemiş hâlidir."
Sayfa 87 - ottoKitabı okudu
"Peki kütüphaneye nasıl dönüyorum? Vazgeçtiğim hayattan çok daha beterine düşersem eger?" "Çok güçlü bir his olması gerekmez, o hayal kırıklığını tam anlamıyla hissettiğin anda buraya dönersin. O his bazen yavaş yavaş, bazen de bir anda gelir. Gelmediği takdirde olduğun yerde kalır ve haliyle, kalmaktan mutlu olursun. Bu kadar basit. Şimdi: Daha farklı yapmış olmayı istediğin bir şey seç, ben de sana o kitabı bulayım. Yani, hayatı."
Ayfer Tunç’un kalemi eline ilk aldığı yıllar…
Çocuklar taklitçidir, onların taklit etmeyi önleyen yargıları, korkuları, ellerini kollarını bağlayan toplumsal bağları yoktur. “Kendisi olmak” problemi henüz söz konusu değildir. Taklidi rafineriye sokmazlar, taklit ettiklerini anlaşılmayacak hale gelinceye kadar dönüştürmezler, sadece taklit ederler ve bunun farkında değildirler; çekici
Reklam
71 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.