Zorlukla yutkundu. "Arada sırada bana seyyar satıcıdan kremalı çörek almam için para vermiyor musunuz?"
"Her gün vermek isterdim. Ama hemen ortadan kayboluyorsun..."
"Her gün kabul edemem..."
"Neden?"
"Sınıfta beslenme saati için yiyecek getirmeyen başka fakir çocuklar da olduğundan."
Çantasından mendilini çıkarıp belli etmeden gözlerini sildi.
"Corujinha'yı bilmiyor musunuz?"
"Corujinha kim?"
"Hani zenci bir kız, benim boyumda, annesi saçlarını bir sürii küçük topuz yapıp iple bağlar."
"Anladım. Dorotilia'yı diyorsun."
"İşte o, efendim. Dorotilia benden daha fakir. Öbür kızlar onunla oynamak istemiyorlar, çünkü hem zenci hem aşırı fakir. Bu yüzden hep herkesten ayrı duruyor. Verdiğiniz parayla aldığım çöreği onunla paylaşıyorum."
Bu kez mendili uzun süre burnundan ayırmadı.
"Bazen parayı benim yerime ona verebilirsiniz. Annesi çamaşırcılık yapıyor ve on bir çocuğu var. Hepsi küçük. Anneannem Dindinha yardım için onlara her cumartesi biraz kuru fasulye ve pilav veriyor. Ben de çöreğimi paylaşıyorum, çünkü annem bize, fakir olsak da elimizdekini bizden yoksullarla paylaşmamızı öğretti."