_Eğer birinin ruhunu görmek istiyorsanız, ona hayallerini sorun.
_İnsan doğasındaki en derin prensip, "takdir edilme" isteğidir.
_Alaycı tiplerin aslında acılarını gizlemeye çalıştığı gerçeği doğrudur.
_İnsanın dünyadaki durumu, kedinin kitaplıktaki durumu gibidir; görür ve duyar ama hiç bir şey anlayamaz.
_Yanlış anlayanlar tarafından
Bütün görkemiyle hayat...Bunu çölde daima hissedersiniz. Çünkü hayatı korumak o kadar çizim ve güçtür ki o hep bir hediye, bir hazine ve bir sürpriz gibidir. Zira çöl yıllardır onu tanıyor olsanız bile her zaman şaşırtıcıdır. Bazen, bütün değişmezliği ve hoşluğu içinde onu kavrayabileceğinizi düşündüğünüz sırada rüyasından uyanıp nefesini üfleyiverir ve Bir bakarsınız ki daha dün kumdan ve sivil çakıllardan başka bir şeyin bulunmadığı yerde birdenbire taze, soluk yeşil çimenler bitivermiş. Nefesini tekrar üfler, bu sefer havada ufak bir kuş sürüsü belirir ;nereden gelir, nereye gider, bilinmez İnce gövdeli, uzun kanatlı zümrüt yeşili kuşlar... Veya sonu gelmez bir aç savaşçılar ordusuna andıran kızgın, gri bir çekirge sürüsü, yerden hızlı üzerinize doğru hücum eder.
Sayfa 24Kitabı okudu
Hayat,bazen bizimde üzrimize abanır
Günün birinde, köyün birinde, adamın eşeği, kör bir kuyuya düşmüş. Nasıl düştüğüne gelince; belki kuyunun ağzı tahtayla kapatılmıştı belki, üzerinde de toprak vardı, zamanla tahta çürüdü, toprakta yeşeren otları yemek isteyen eşek düştü kuyunun içine.
Hayvancık saatlerce acı içinde bağırdı. Sesini duyan sahibi gelip baktı ki vaziyet iyi değil. Zavallı eşeği kuyunun dibinde acılar içinde mahzun bakınıyor. Üstelik ayağını da incitmiş. Eşeğini kurtarmak için adamcağız köylülerden yardım istedi.
Baktılar ki eşek kurtarılabilecek gibi değil, uğraşmaya değmez dediler.
Kuyuyu toprakla örtelim eşek daha fazla acı çekmesin dediler. Küreklerle etraftan kuyunun içine toprak atmaya başladılar. Zavallı hayvan, üzerine gelen toprakları, her seferinde silkinerek dibe ayaklarının altına aldı. Köylüler eşeği gömdüklerini sanıyorken attıkları toprak sayesinde eşek her an biraz daha yükseldi ve sonunda kuyunun yukarısına çıkmış oldu. Köylüler şaştı kaldılar.
Hayat bazen zorluklarıyla üzerinize üzerine gelir de ne yapacağınızı bilemezseniz. Kör kuyuya bile düşseniz, üzerinize toprak ta atsalar bütün engellere rağmen bir çıkış yolu bulabilirsiniz. Hayatınızın kararması yerine aydınlığa tekrar kavuşabilirsiniz.
Bu arada eşeklik edip ot uğruna kuyuya düşmemeye de dikkat etmek gerek, her zaman eşek gibi şanslı olamazsınız
Sayfa 208 - İnsan yayınlarıKitabı okudu
Bazen hayat üzerinize üzerinize gelir...
Yaşam ,küfemde taşıyamayacağım kadar ağır bir yük oldu .
Sayfa 130Kitabı okudu
Bazen çok büyük bir sıkıntı gelir üzerinize, üstünüzde olan sıkıntıları da alır götürür. Arkasindaki güzellikle birlikte.Guzellikler sıkıntıların arkasında gizlidir.
Sayfa 186Kitabı okudu
Hayat bazen yasınızı tutmanıza, acınızı sessiz ya da avaz avaz yaşamanıza müsaade etmez. Üzerinize uyar uymaz roller keser biçer, ya kolları uzun gelir, ya paçası yere sürünür, ya omuzları düşer.
Sayfa 13
Ey Şam'ın Aslanları!...
Beytu'l Makdis'i özgürlüğüne kavuşturmak istiyorsak, bu rejimi defetmemiz gerekir.
Ey Şam'ın Aslanları!
Önünüzde zafere ilerlemekten ve bunun bedelini ödemekten başka bir yol yok. Tereddüt etmeyin, cesaretinizin kırılmasın, zayıflamayın. Allahu Teala'nın şu kavlini hatırlayın: “Gevşemeyin,
Dibe vurup, çıkmayı başaran insan
Dibe vurmadan önceki zamanlarda hissettiği saf ve iyi niyetli duyguları körelmiştir. Artık tüm insanlara karşı tutumu farklı ve acımasızdır. Zalim olur, daha doğrusu olmak zorundadır. Hayatta sığınacak bir limanı olmayan, kötülüklerin egemen olduğu şu dünyada hayatın sillesini yemiş ruhlara dönüp hiç baktınız mı? Hepsi zalim, duygusuz ve kişiliklerinin tersi insanlara dönüşürler. Çünkü, bütün acımasızlıklar, zayıflıktan doğar. Her şeyin bir bedeli olduğu gibi buhran döneminden çıkmanın da bedeli, kişinin kendi benliğinden feragat edip, tüm zayıflıklarını o dipte bırakmasıdır. Dışarıdan bakanlar kötü yanlarını eleştirip yadırgarlar, fakat kimse neden bir insan bu hale gelir diyerek olay örgüsünün başlarına inmek istemez. İnmesinler de zaten. Bazı insanlar hayatları boyunca tekmelenmeye alışmışlardır, aşağılanmaya alışmışlardır. Siz onları sevmeye veya yüceltmeye kalkarsanız, kuduz bir köpek edası ile üzerinize saldırmaya kalkarlar. Bazen hayatın gerçekleri, işte böyle acıtır. Mühim olan bu gerçeklerden ders çıkartıp, yolunuza devam etmek. 
İnsanlığımı Yitirirken
_Rüya, gören olmadan da var olabilir. Rüya gören olmadan rüya mevcut olduğunda ise bu özgün gerçeklik gibi gelir. Siz yoksunuz ama kozmik bir akıl var. Brahma var. Bu yüzden bütün alemin Brahma'nın gördüğü bir rüya olduğunu söylerler. Bütün bu dünya bir rüyadır, bir mayadır. Ama bu her şeyin, tümün bir rüyasıdır. Kişisel bir rüya değildir.
İLİŞKİLERİ YORAN 3 İYİ NİYETLİ YANLIŞ
1-- Abartılı Sevgi :
İster sevginizi, ister nefretinizi abartılı yaşamayın. Her duygunun kendine has dengesi vardır, bu dengeyi korumak ilişkiye iyi gelir.
2- Yüksek Beklenti :
Duygularınızı davranışlarınızla dile getirip anlaşılmayı beklemek ilişkiyi yorar. Duygularınızın anlaşılmasını kelimeler kullanarak sağlayın. Bu hem size hem ilişkinize eşik atlatır.
3- Alıngan Kişilik :
Eşinizin her davranışını üzerinize almak, ilişkiyi yorar. İnsanlar bazen yorgun olur, bazen huzursuz. Eşinizin duygularını olgunlukla kabul edin, üzerinize alınmayın.
Adem Güneş