Oğuz Atay'a AİT DEĞİLDİR...
#Biliyor musun Olric
Neyi efendimiz?
Onunla ne zaman lades oynasak hep o kazandı.
Neden efendimiz?
Kalbimdeyken nasıl aklımda derdim?
-Betonlaşan sadece şehirler mi sanırsınız?
Ya kalpler ne olacak?
Kalpler, şehirlerden daha hızlı betonlaşıyor.-
-İnsanın, insanla konuşmadığı,
Arı kovanı gibi kentlerde, ayrık otu gibi yaşadığı,
Savaşın, şiddetin, nefret dilinin ve kötülüğün revaçta olduğu bir çağdayız.
Toprağın altı değil üstü karanlık
Çağımızın insanı, suskun, somurtkan ve mezar taşı gibi soğuk.
-Vefasızlığın adını vakitsizlik koymuşlar.-
Ey insanoğlu…!
Güneş yüzüne değil, biraz da yüreğine vursun ki, içindeki buzullar erisin.-
.
-Ömrümün yarısını insan olmak için,
diğer yarısını da insan kalmak için harcadım.-
.
-İnsan gidecek yolu olduğu için değil, varacak yeri olmadığı için huzursuzdur.-
-Huzur, gönlün gelincik tarlasıdır.-
.
-Huzur, kördüğümün çözülmüş halidir.-
.
-Huzurun yolu,
kendini yontmaktan geçer.-
.
-Huzursuzluğun kaynağı talepkârlıkta huzurun ise kanaatkârlıkta yatar.-
İnsanın kendisini bildiği bir yoldaşa ihtiyacı vardır bazen. Mutlu olmak için değil mutsuz kalmamayı öğrenmek için gerek duyar bu yoldaşa. İnsanlar tarafından canı yandığı için ister bunu. Ama en çok da aynı noktadan tekrar hançerlenmemek için hayatı tekrardan tanıması gerekir. İşte ben de bu kitapta en çok kendimiz olmayı, kendimize bile kapatmayı yegledigimiz o iklimi ortaya çıkarmaya çalıştım. Bazen fırtınayla bazen masmavi bir gökyüzüyle. Kim ne derse desin bizim en çok kendimizi tanımamıza ihtiyacımız var.
İnsan PortresiRıdvan Karadöngel · Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık · 202282 okunma
ARAYIŞ, sadece yolda olmak değildir aynı zamanda yoldan da çıkmaktır. Tüm sınırlarını aşmak ve ruhani bir yolculuk. Salt delilik ya da özgürlük değil bahşedilen sadece kopuş. Toplumdan zaten vazgeçen bireyin en sonunda kendinden de ümidini yitirmesi. Lakin yolumuzun üzerinde bize cesaret verenlerin olması yeni bir umut ışığı gibi görülebilir(!)
"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri