Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Mustafa Kemâl Atatürk’ün bir özelliği vardır ki, düşmanı veya dostu herkesin kabul ettiği bir durumdur. Hissettiği ve inandığı gibi görünür, riyâ yapmazdı. Kararlarında her ne kadar zamanın gereklerini dikkate alsa da, birileri beni kabul etsin veya sevsin diye gösteriş yapmazdı. Ramazan ayı gelir gelmez ince saz heyeti Çankaya Köşküne giremez ve
Ebu Ubeyde

Ebu Ubeyde

@Muhammed_Deyf_Yahya_Sinvar
·
11 Mart 19:45
M. K. Atatürk'ün yolunu takip ediyor.
Prens Muhammed bin Selman, Suudi Arabistan'da Ramazan ayı boyunca uygulanması gereken kararların olduğu bir genelde yayınladı. Mübarek Ramazan ayında camilerde yardım toplanılmasının yasaklandığı ve ezan sesinin üçte bire düşürülme kararının bulunduğu genelge, Müslümanların tepkisine yol açtı. Yayınlanan kararlara göre; - Camilerde iftar verilmeyecek ve yardım toplanmayacak. - Teravih namazları uzatılmayacak. - Ezan sesi üçte bire düşürülecek. - Camilerde okunan Kur'an-ı Kerim'in sesi cami dışına verilmeyecek.
Karşınızdaki insanın sizin gibi bir insan olduğunu, bir robot olmadığını bazen unutuyorsunuz. Oysa ki insan yaratılışı gereği zayıf ve aciz bir varlıktır. Bir kodla ayarlanmış, istenilen her zaman işlevli olan bir robot değildir. Bunu unutmayalım, empatiyi de çoğaltalım...
Reklam
Dualar Neden Kabul Edil miyor?
Çaresiz kaldığımızda sığındığımız tektir, o Allahtır. Allahtan dualar aracılığı ile yardım isteriz! Fakat herkesin duası kabul olmaz. bu konuda sizlerden gelen bir çok soru var, bunlardan bazıları; kimlerin duası kabul olmaz? Dualar Neden Kabul Olmaz? Allah Teâlâ’dan dualarımızı kabul etmesini istiyorsak önce onun bizden istediklerini yerine
Dahi Diktatör 3
Doğada ‘o’ diye gördüğümüz bazı şeyler ‘o’ değildir. Antik çağ filozoflarından günümüze bilgi kavramı bu farklılık odağında kendini geliştirmiştir. Değişmiş midir? Belki de felsefe uğraşları içinde en az değişim bilgi üzerinedir. (Bu benim yorumum.) Günlük yaşamımızda ise buna benzer durumlar her insanın başına mutlaka gelmiştir. Kendinize yakın
SORUN KAVRAMINA BİR BAKIŞ
Hangi işle meşgul olursan ol, nerede yaşarsan yaşa, kimle muhatap olursan ol, insan sorundan kaçamaz. Sorun, bir şeyin olması gerektiği gibi olmamasına neden olan durumların toplamı olarak tanımlayalım. Eğer bu tanım doğruysa, bir sorunun ortaya çıkartan birden fazla etken vardır. Bu etkenler arasında da büyüklük küçüklük kıyası yapılabilir,
Bazen kendimizden yine kendimize seslenmemiz gerekir. “ Dur.” “ Sen kimsin ?” “ Nereye gidiyorsun ?” “ Şuan istenilen yerde misin ? “ “ Yaptığın davranışlarda Rabbimizin rızasını gözetiyor musun ?” “ Şuan konuşan kişi sen misin yoksa nefsin mi ?” “ Dikkat et gönlüne haram değmesin.” “ Hayırda yarışıyor musun ?” Gibi birçok seslenişle…
Reklam
Düşünmek Üzerine
Düşünen kafa çalışan kafadır aslında ama bazı kafalar var ki gereksizi düşünmekten, düşünülmemesi gerekeni düşünmekten, gönle, ruha ve akıl sağlığına zarar verecek olanı düşünmekten iyiyi, güzeli ve doğruyu düşünmeye fırsat bulamıyor. Kişiyi depresyona sokanda depresyondan çıkaran da düşünceleridir. İnsanı aslında var eden şeydir bu. Düşünmek o
Çocuk sevgisini düşündüm bugün. Her çocuk aynı değildir elbet ama benim gözlemlediğim, bana rast gelen o küçük tatlı insancıkların sevme biçimini yadırgadım bugün. Onlarla oynayınca, onları eğleyince, onlara maddi manevi, hatta bazen maddi*lik öne geçebiliyor, bir şeyler sununca onlar için bir peri, bir prenses, bir melek oluyorsunuz. Bazen de hayatlarının en güzel şeyi. İşin kötüsü, buna inanmamak çok zor oluyor çünkü öylesine gerçekçi ve sevimli geliyor ki. Ama biraz hasta olunca, yorgun olunca, elinizde onları eğleyecek bir şey olmayınca...Hiç sormadan, gözlerinizdeki yorgunluğu okşamadan, arkalarına bakmadan...Gidiyorlar. Onların yumuşak, sıcak, bulut kokan ufak kollarında, avuçlarında teselli bulmak istersiniz. Bu kez onların masumiyeti sizi eğlesin istersiniz...Ama nafile. Üstelik kızmaya da hakkınız yok. Gücenmeye de. Çünkü çocuk onlar. Hata, sizin onların çocuksuluğunu unutmanızda. Çocuk sevgisi dedim. Çünkü herhangi sıradan bir kavramın önüne arkasına çocuk sıfatı getirince daha çarpıcı daha masum daha istenen daha albenili ve özenilen bir öbeğe dönüşüyor o sözcükler. Hâlihazırdaki katliama sebep olanların çocuk katili olarak nitelenmesi her ne kadar istenilen o çarpıcı etkiyi oluşturamasa da bazıları için. Ama bu çarpıcı istisnanın dışında, sanırım çocuk sevgisi bu albenili söz birliğinin kurnaz bir istisnası. Onlar unutabilir. Ama ben unutmasam iyi olacak. Çocuk olduklarını. Sevgilerinin.
Atatürk
_Bir gün ressamlar Türk'ün simasını kaybederlerse, yıldırımı alıp yapıversinler. Türk budur. Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir. Bu memleket, dünyanın beklemediği, asla ümit etmediği bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine, yüksek sahne oldu. Bu sahne en aşağı 7 bin senelik bir Türk beşiğidir. Bu beşik tabiatın
Özdeyişler - Filozoflar
_Büyücü elini şıklattı, fakirlik yok oldu; büyücü bir kez daha elini şıklattı, savaşlar yok oldu. Politikacı elini şıklattı; büyücü yok oldu. _Halinize şükredin, zira Allah sizi Amerika, İsviçre ya da Fransa gibi bir ülkede yaşayan, her türlü sosyal hakka sahip, mutlu ve huzurlu zengin bir kâfir olarak da yaratabilirdi. _Yücelmek için özür
163 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.