Winston... Doğruların yok edilip, yerine istenilen gerçeklerle değiştirildiği bir yerde çalışır.Parti'ye bağlı bir yer... Parti;duyguyu, sevgiyi, aile kurmayı her şeyi yasaklar, insanlık belirtisi olan her şeyi ... Sürekli çalışan, savaşan, aynı şeyleri düşünen bir millet... Herkesin birbirine benzediği üçyüz milyon insan düşünün. Hiçbir özel hayat söz konusu olamaz ,her yerde sizi görüp dinledikleri teleekran dedikleri aletler dolu. Düşünce yasağınız da var elbet(düşüncesuçu). Parti'ye karşı düşünceleriniz olduğu anlaşılırsa ya idam edilirsiniz ya da çeşitli işgenceler. Winston da partiye karşı düşünceler besliyor bunu belli etmemek için çaba gösteriyor.Belli ederse annesi ve kız kardeşi gibi o da bir gün ansızın yok edilebilirdi...Ama kaçınılmaz bir sondur bu durum ,partiye karşı gelen herkesin bir gün başına gelecek bir son. Winston da sonunda aynı duruma düşer ,parti gibi düşünmeli, kendi bildiği doğruları unutmalıdır .
Belleğini yitirmeyen YALNIZ Winston mu kalmıştı?
Ama kendi canını kurtarmak için başka çaresi yoktu.Bazen aptallık zekilik kadar gerekliydi.
3 günde okuyup bitirdiğim bir kitaptı severek okudum. Şimdiki hayatımızda da aynı durumlar söz konusu değil mi zaten. Bilinçli bir şekilde bilinçsizleştirilmek.
Okuyacak herkese iyi okumalar:-)