Ve bitti!
Öyle bir ikilemdeyim ki şimdi...
Bir tarafım neden bu kadar geç kaldım diyor, bir tarafım nereden okudum seni!
Ben şimdi nasıl unuturum okuduklarımı ve nasıl devam ederim eskisi gibi!
Nereden başlayacağımı, nasıl başlayacağımı bilemiyorum. Okurken nasıl okuyacağımı da bilemedim. Dinlene dinlene okudum eseri. Daha iyisi gelmedi elimden.
Kitabın baş kahramanı olan koca cüsseli, yufka yürekli John diyor ki “İnsanların kötülüklerinden yoruldum, dünyada o kadar acı ve kötülük var ki dayanamıyorum patron...” İyilik yapmak ve iyi insan olmak tek amacımız olmalı bence. Benim dünyada oluş sebebim bu. Hastalara, engellilere, yaşlılara, kimsesizlere, yetimlere, açlara, sokak hayvanlarına
Bir olay koptuğunda hemen ardından yazılan, çizilen "kardeşlik edebiyatı" samimiyetini o kadar yitirmiş ki, gerçek ile sahte artık kendini belli edemez oldu. 20 yaşında bir genç öldürülüyor, hemen ardından bir açıklama getiriliyor "Yüksek sesle şarkı dinleyenleri uyardı diye öldürüldü."
Kullanılan açıklama dili o kadar duygusuz
Tüketiyoruz;
Tükettikçe TÜKENİYORUZ!
Kendimden geriye, sizden ileriye, Tyler’dan sonsuza, Chuck Palahniuk’ten günümüze. Sistemi eleştiren sistemin yazarına, sistemin içinde çifte kavrulmuş benden, tersten sistemsiz bir inceleme.
Dövüş Kulübü=Biz, Biz=Hiç
Hiçlikte doğmuş, hiçliğe gidiyoruz. Durup bir bakıyoruz, gördüğümüz tek şey, koskoca bir
EsselâmuAleykûm Erenler, ve dahi erenlere gönül verenler deyip Miladi Takvime göre 2023'e kapı aralamıştık.
Bazen her istediğimiz olmuyor maatteessüf bu hayatta. Evet evet olmuyor...
Misal ben istemezdim ülkecek 6 Şubat depremine yakalanıp ağır psikolojiler yaşayalım, ben istemezdim İsrail-Filistin mes'elesi ruhaniyatımızı derûni bir
"Ben yaşamıyor gibi yaşamıyor gibi yaşıyorum"
Sezai Karakoç
Bazen hayat sadece beklemektir. Bir şekilde yaşamaya devam edersiniz , bir diri gibi veya bir ölü gibi. Ölü gibi nasıl yaşanır ? Mecbur kalınca bal gibi yaşanır.
Dostoyevski bu kitabında , otobiyografik diyebileceğimiz kendi sürgün cezası yıllarını anlatmaktadır. Kısıtlı
Bazı kitaplar vardır, içindeki bir karakterle kendimizi özleştiririz; bazı kitaplar vardır, karakterle içselleştiririz ve artık o biz oluruz. Okurken bazen tedirgin oluruz “ Bu kadarıda fazla, bu kitap beni anlatıyor! “ hissini yaşarız. Bu kitap işte o kitap. İtiraf ediyorum: ben Oblomov’dum.
Kitabı okurken bir yandan yazarı araştırıyordum kitap beni sarıp sarmalamıştı ve oblomovculuk kavramı ile tanıştım iyice şaşırdım kitap sadece beni değil benden önce çok kişiyi bağlamıştı.
Çoğu şey için kullanırız “ doğru zaman” ben bunun kitaplar içinde geçerli olduğuna inanıyorum. Bazı kitapları daha iyi
okumak, anlamak, sevmek, içselleştirebilmek için “doğru zaman” gerekli. Benim için doğru zamandı.
Ben kitabın incelemesini okumamın üzerinden 1 yılı aşkın süre geçmesine rağmen yazıyorum. Edebi bir inceleme değil; duygusal bir inceleme. Ve tavsiye: Bu kitabı mutlaka oku! Benim hayatımı değiştirdi. Eğer seninkini değiştirmiyor ise hayatı sorgulatacak ve keyifle okuyacaksınız!
YA ŞİMDİ YA HİÇBİR ZAMAN, UNTMA!
Bu kitap bir arkadaşımın hediyesiydi. İlk başda yeni bir kitaba başlamanın heyecanıyla severek okudum,. Kitap bir çok satış sayfalarında çok satanlarda ve bu yüzden beklentim yüksekdi. Okudukca bazı şeyler gözüme batmaya başladı. Yazar anlattığı her hikayede “Californiada / New Yorkda / Mexikada / vs bir tanıdığımın başına şöyle bir olay geldi:..” veya “çok ünlü bir arkadaşım bana anlattı..” diye başlıyor ve bu süreklilik bana samimi gelmemeye başladı. Anlattığı hikayeler ise çokda gerçekci olmayan durumlardı. Tabikide hayata positif bakmak, her olaydan bir ders çıkarmak, kalbimizle iyi şeylere nyiet etmek önemlidir. Ama sırf biz istiyoruz diye, başımıza iyi şeyler gelmez. Bazen kötü şeyler de yaşarız ki iyi günlerin kıymetini bilelim. Hayata yazarın anlattığı gibi her zaman pembe gözlükler ile bakarsak, çok büyük hayal kırıklığına uğrarız.
Bu sebepden ötürü kitaba düşük puan veriyorum
Değinilecek çok fazla konunun olduğu oldukça uzun bir kitap yorumuyla karşınızdayım. Elimden geldiğince kategorilere ayırarak yorumlayacağım ve okumak isteyenlere faydalı olacağına inanıyorum.
Kitap boyunca beni en çok etkileyen konuyla başlamak istiyorum. SU!
Hani bazen kötü bir şey yaşarız ya da bir haber bekleriz ve bu durum bizim için
Teşekkür Bölümü
Bu kitabı bana öneren Emel ve Derya Ablaya, kitabı bana armağan eden Pelin'e sonsuz teşekkürler... Bu bir kız kardeşlik dayanışması! Ben de bu sorumluluk ile kitabı inceleyeceğim.
Spoiler Var mı?
Bu kitap hakkında uğraşsam bile spoiler veremem. İncelememde yazarın bana fısıldadıklarını kendi yaşam deneyimimle ve bakış açımla
YouTube kitap kanalımda Kafka'nın hayatı, bütün kitapları ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz:
ytbe.one/VC6JxCLzwNI
Çıkışsızlık, belirsizlik, sonuçsuzluk, imkansızlık, anlamsızlık, bulanıklık... Bir Kafka kitabına başlamadan önce aklınızda mutlaka bulunması gereken anahtar kelimelerdir bunlar.
Kendi
Tüketmeye dayalı bir yaşamın tam ortasındayız. Çağımızın en büyük sorunlarından biri bu, çünkü bize dayatılan, gözümüze sokmaya çalışılan ürünlerin her yerden fışkıran reklamlarına maruz kalıyoruz. Belki de hayatlarımızda bir boşluğu doldurmak için tüketmeye yöneliyoruz, bir şeye ihtiyacımız olmasa bile almakla mutlu olacağımızı sanıyoruz.