Sıkı durun, harika bir serinin (üçleme) ilk kitabından bahsedeceğim. Benim böyle girişler yapmadığımı bilirsiniz ama bu kitaba BAYILDIM.
Hep beraber kuzeyin karlarla örtülü büyüleyici ormanlarına gidiyoruz. Peri masallarına inanmıyorsanız onları bir de Dunya’dan dinleyin. Kadim güçler, iblisler, şeytanlar, su ve orman perileri ( Rus folklorunda çiyerti), Buz Kralı, Medved ve tüm bunların arasında bakıcısından dinlediği masallarla büyüyen korkusuz, cesur güzel Vasya.
Kadim güçlerle donatılmış olan annesi Marina öldükten sonra Kuzeyli Lord Piyotr Vladimiroviç, Moskova Prens’inin kardeşi Anna ile evlenir. Anna’nın Lesnaya Zemliya’ya gelmesi ve Peder Konstantin’in halkı korkuya sevkeden söylevleri ile huzur içinde yaşayan kuzeylilerin hayatında çok şey değişecektir. Vasya ve kardeşleri kendilerini masalların gerçeğe dönüştüğü bir maceranın ortasında bulurlar.
Fantastik kitaplarda çoğunlukla eksik olan edebi nitelik, bu kitapta Rus edebiyatının etkisiyle olacak oldukça kıvamındaydı. Yazarın özellikle Rusça haliyle bıraktığı bazı kelimeler sayfa dipnotlarında verilmiş ve kitabın sonunda yer alan sözlük kısmına eklenmiş. Ama kitabın akışı içerisinde o sözcüklere öyle alışıyorsunuz ki, dipnotlara bakma ihtiyacı duymuyorsunuz. Bölümler halinde ilerleyen kitap akarken sona geldiğinizde ikinci kitap için gün saymaya başlamanız hiç de sürpriz olmayacak.
Mihmandar
Hicretle başlıyor eser.
Ta o an hissettim eserin sayfalardan yüreğime hicret edeceğini!
Hz. Peygamber ile bir yolculuk...
"Azıcık sabret, Allah belki sana bir yol arkadaşı
