Yarayı açık bırakırsan, acır. Kapatırsan izi kalır. İp geçmez, iğne dikmez... Bazı insanlar, seni bazı anılarla yaşamak zorunda bırakır.
”Bazı insanlar sadece konuşma ihtiyaçlarını tatmin etmek için kötülük yaparlar.
Sayfa 214Kitabı okudu
Reklam
Mutlu olmak, tıpkı bir sanatçının enstrüman çalmayı öğrenmesi, sporcunun alanında çalışması gibi doğru teknikler kullanılarak geliştirilecek bir yetenektir. Zindanda olduğu halde mutlu olan, ama sarayda yaşamasına rağmen mutsuz olan insanlar bunu nasıl başarıyorlar? Açık ki, mutluluğun bazı türleri eğitimsizlikle ilgilidir. Fakat bazı mutsuzluklar da vardır ki ancak eğitimde elde edilir. Napolyon gibi güç sahibi bir insan "Hayatında mutlu olduğum gün sayısı altıyı geçmez" demiş. Demek ki sadece maddi anlamda güçlü kuvvetli olmak mutlu olmaya yetmiyor.
Bazı insanlar bir tür istek tıkanıklığı yaşarlar; ne hissettiklerini de, ne istediklerini de bilmezler. Kendi fikirleri, dürtüleri, eğilimleri olmadığından, başkalarının arzularına tutunan asalaklara dönüşürler.
Bazı insanların, bazı şeylere hiç hakları yoktu: ne var ki, insanlar da en çok, bu hiç hakları olmayan şeyleri yapıyorlardı.
Bazı insanlar çirkinliği görmeyi tercih eder, bense güzelliği tercih ediyorum
Çevrendeki herkesi güzel görmeyi dene. Zaten herkes güzel. Yaralı, hasta, yorulmuş, kaybolmuş, kafası karışmış, kıskanmış, korkmuş, kızmış olsak da; güzeliz. Karanlık ışığı yok edemez. Güzelliğimiz içimizdeki candan geliyor. Her canlı mucizenin bir parçasını taşıyor içinde. Bir canlıda fark edebildiğin, sezebildi­ ğin, algılayabildiğin birçok özelliğin arasında önce; güzelliği gör. O zaman esas olanı görmüş olursun.
Sayfa 275 - Destek Yayınları, 17. Baskı,Kitabı okudu
Reklam
İnsanlar bir bir kayıplara karışıyor. Bazı şeyler bıçakla kesilmiş gibi ortadan kayboluyor. Kalanlar yavaşça sisin içinde yok oluyor. Geriye sadece bir çöl kalıyor.
Doğan Kitap
Aslında kimse, onu yaşarken hayatının en mutlu ânını yaşadığını bilmez. Bazı insanlar kimi coşkulu anlarında hayatlarının o altın ânını “şimdi” yaşadıklarını içtenlikle(ve sık sık) düşünebilir ya da söyleyebilirler belki, ama gene de ruhlarının bir yanıyla bu andan da güzelini, daha da mutlu olanını ileride yaşayacaklarına inanırlar. Çünkü özellikle gençliğinde, hiç kimse bundan sonra her şeyin kötü olacağını düşünerek hayatını sürdüremeyeceği gibi, insan eğer hayatının en mutlu ânını yaşadığını hayal edebilecek kadar mutluysa, geleceğin de güzel olacağını düşünecek kadar iyimser olur.
Sayfa 73
"Güneşin doğsun istedim Lina." "Çünkü sen karanlıktan hiç hoşlanmıyorsun."
İnsanların gerçekte nasıl öğrendiğiyle ilgili bazı temel gerçekleri göz ardı ediyor bir defa. İnsanlar farklı hızlarda öğrenir. Bazıları, sezgi patlamalarıyla hızlı bir biçimde öğrenir; bazılarıysa konuyu yavaş yavaş, uğraşa uğraşa kavar. Hızlı demek her zaman daha zeki demek değildir, yavaş demek de kesinlikle daha aptal anlamına gelmez. Dahası, hemen anlamak ile derinlemesine kavramak aynı şey değildir. Yarışın sonunda kaplumbağa tavşandan daha fazla -daha yararlı ve kalıcı- bilgiye sahip olabilir.
Sayfa 25
Reklam
İki Çeşit Müslüman
Yarı Müslümanlar: Bazı insanlar Allah'a ve elçisine inançları olduğunu ve İslam'ı din olarak seçtiklerini söylerler ama İslamı hayatlarının belirli bir bölümüyle sınırlarlar. Ve bu sınırlar çerçevesinde İslam'a büyuk bir bağlılık gösterir, toplu namaz törenleri düzenleyip tesbih çekerler, yiyecek ve giyeceklerine, diğer toplumsal
İnsanlar,bu dünyada asıl yurtlarına doğru deniz yolculuğu yaparken bazı ihtiyaçlarını temin etmek üzere bir adaya uğrayan yolcular gibidir.Bu yolculardan bir kısmı ihtiyaçlarını giderip hemen gemiye döner ve en rahat yerlere otururlar; bazıları adanın güzelliklerine kapılıp oyalanırlar,bu yüzden gemiye geç geldikleri için hem uygun yerler bulamazlar hem de adadan topladıkları çiçekler, kıymetli taşlar yolculuk boyunca başlarına dert olur.Bir grup ise gemiyi büsbütün unutarak tabiatın çekiciliğine kendile­rini kaptırır ve geminin kalktığını bile fark edemezler;sonunda acılar içerisinde kıvranarak ölürler.İşte dünyanın çekiciliğine kapılarak ölümden sonraki hayatı unutanların akıbeti budur. "
Sayfa 17 - Hayygrup Yayıncılık
Hani kimselerin uğramadığı metruk köşkler vardır, bahçesinde gelişi güzel büyümüş ağaçlardan görünmez olmuş köşkler. Sarmaşıklar sarmıştır her yanlarını. İşte çok konuşan bazı insanlar, kaygılarıyla baş etmeye çalışırken o köşkler gibi, yaprakların, kelimelerin arkasına saklarlar kendilerini, farkında olmadan. Nice mantıklı kelimeler söylerler ama duygularını göremezsiniz arada. O insanların ve köşklerin içleri zengindir mutlaka ve mutlaka birkaç kırık cam vardır pencerelerinde, hüzünlü sonbaharlardan hatıra.
Sayfa 36 - Sistem Yayıncılık
*İnsan zavallı (düşkün) bir varlıktır; çünkü öncelikle bu dünyaya düşmüştür ve bu düşüşü bu dünyada da hâlen devam etmektedir. Komik olan şu ki: Bazı insanlar hatta sadece bazı insanların, zavallı olduklarını düşünüyorlar. “Oysa bütün insanlar zavallıdırlar.!” Düşkün olmayanı olmaz insanın! *
Bazı insanlar otuz yaşındayken yaşlıdır, bazıları ise sekseninde genç kalır.
Resim