Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Gözlerimi, dünyayı altüst etmek için açmadım; yasaları ben koymuyorum, sadece bir gözlemciyim.
Ben her zaman, sorunları tanrının, çözümleri şeytanın yarattığına inanmışımdır.
Reklam
Eve döndüğümde, zırhlı kapıyı üç kez kilitleyerek içeri kapandığımda, başka türlü bir korkuya kapıldım, kendimden, bu kararmış kentin bana yaptıklarından korktum, benzerlerime ve dünyaya karşı bakışımdan hem korktum, hem utandım. Hemen uzaklaşmam gerekiyordu, huzuru uzaklaşmakta bulmam gerekiyordu. Belki insanlardan uzak olursam, onları sevmeyi yeniden öğrenebilirdim.
Sayfa 164Kitabı okudu
Kent artık dayanılmaz olmuştu benim için. İnsanlar griyi göz halkaları ve gri bakışlarla duvarları yalayıp geçiyorlardı; İkinci Dünya Savaşı’nda soğuk gecelerde, kömür bulanmazken de böyleydi herhalde diye düşünüyorum. Ama bugün ne savaş vardı ne de soğuk. Bezginlikti bu. Savaş’ın kışkırtıcılığı olmadan yenilginin tadı vardı. Hiçbir ateşin yumuşatmadığı bir kış yaşanıyordu.
Sayfa 164Kitabı okudu
…belki de uzaklaşırsak, yaşlanan insanların son onuru olan bilincimizi koruyabilirdik.
Sayfa 164Kitabı okudu
Dünya üstünde Beatrice kadar sevebileceğim bir tek kişi varsa o da Beatrice’in çocuğudur. Yaşam beni yormuş da olsa, sözleşmemi 20 yıllığına yenilerim, sırf bu küçücük şeyin büyüdügunu görmek, onu parklarda gezdirmek ve dedesinin sakalına bakarken yüzünün ışıldadığını görebilmek için.
Sayfa 157Kitabı okudu
Reklam
En iyi niyetle kalemlerden birinden tuhaf bir benzetme okuduğumu anımsıyorum. Gezegenimiz, iki katlı bir füzeye benziyor, diyordu yazar. Bir tanesi yerinden çıkıp yere düşüyor ve düşerken parçalanıyor; öteki yerinden kopuyor, el değmemiş ve yükü hafiflemiş bir biçimde uzaya fırlıyor.
Sayfa 153Kitabı okudu
Onları inceliyordum; dinliyordum; sözlerini kesmek ya da çağırmak için “Kızlar!” diyordum, yaşlarına bakmadan, tek bir babacan sözde, ikisini aynı kefeye koymak hoşuma gidiyordu.
Sayfa 149Kitabı okudu
Tekerlekli sandalyenin yanında birbirine sarılmış baba ve kız. Bu tersine dönme sonucunda, kendimizi birden bu şekilde bulmuştuk; Beatrice bütün sevecenliğiyle anaç bir kişiliğe bürünmüştü, Clarence da tastamam onun çocuğu gibiydi; sonunda arkadaş olmuşlardı.
Sayfa 149Kitabı okudu
Beatrice ilk aşk acısını bana itiraf etmişti. Öyle heyecanlanmıştım, öyle gururum okşanmıştı ki baba gibi davranmak aklıma bile gelmemişti; eğer baba gibi davranmak, uygun birkaç söz söylemek, birkaç ahlak dersi vermekse, başkalarının belirlediği bu göreve hiç özenmiyordum; daha iyisine, bana duyduğu güvenin ayrıcalığına, gömleğimin üstüne akıtılmış, kurmasınlar diye avcumda kapattığım iki damla gözyaşına sahiptim ben.
Sayfa 148Kitabı okudu
Reklam
Çabalarım boşunaydı, ailem tabanı olmayan bir üçgene benziyordu, Clarence ve ben, Beatrice ve ben, birbirine dikey iki çift, kızımın doğumundan önce de belirttiğim gibi, bu benim biçimlendirirdiğim bir tasarı, benim arzumdu, beni mutlu etmek için onu karnında taşıyan sevgilimin değil.
Sayfa 148Kitabı okudu
Kuzey bir anda, ölü bir ağırlık gibi görmeye alışık olduğu “alt dünya”nın kendi bedeninin parçası olduğunu fark etmiş ve birdenbire Güney’in çürümesini, bir organı kesiliyormuş ya da daha kötüsü kangren olmuşçasına yaşamaya başlamıştı.
Sayfa 147Kitabı okudu
Kuzey’de akraba kayırmadan söz edilirdi; Güney söz konusu olduğunda ise buna “aile kurulu” deniyordu. “Yatay çatlağın” öbür tarafına geçerken kavramların çevirisinin yapılması gerekiyordu. Clarencr şuna dikkatimi çekmişti: Otoriter bir rejime karşı çıkan bir Avrupalı’ya “başkaldıran” deniyordu; ama Clarence bir yazısında “başkaldıran bir Afrikalı”yazdığında, yayın yönetmeni, deyimi yerinde bulmayıp, bir biçim ya da imla yanlışı düzeltir gibi, danışmaya bile gerek duymadan onu “karşı çıkan” diye değiştirmişti. Aynı düşünce biçiminde, Kuzey’e yerleşmiş Güneyli bir çalışana “göçmen” denirken; Güney’e yerleşmiş Kuzeyli bir çalışanı ise “sürgün” adı veriliyordu. Karıştırmayalım!
Sayfa 144Kitabı okudu
Bundan birkaç yıl önce, böyle bir ölüm haklı olarak içimize su serperdi; zorba liderin bovling labutları gibi birbiri ardına yıkılarak bizi eğlendirdiği esenlik dolu zamanları gençliğimizde yaşamıştık. Ama bizim için zaman değişmişti, zorbalıktan daha çok kargaşadan kuşkulanmayı öğrenmiştik…
Sayfa 142Kitabı okudu
''İnsanlardan uzakta olduğumda, belki onları sevmeyi yeni baştan öğrenebilirdim.."
1.323 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.