“The future belongs to those who learn more skills and combine them in creative ways.”
¤
“Gelecek, daha fazla beceri öğrenenlerin ve bunları yaratıcı yollarla birleştirenlerindir.”
"Söyleyecek bir şey bulamamak veya göze çarptığını hissetmek elbette sorundur ama bir beceri sorunu değil, bir güven sorunudur. İlginçtir ki sosyal kaygı yaşayan çoğu insan aslında mükemmel sosyal becerilere sahiptir..."
Hokkabaz alanın tam ortasında durdu, üç portakal çıkardı ve havaya atmaya başladı.
"Hayatın görünümü de aşağı yukarı buna benzer. Bir portakal havadayken öteki elimizde her zaman bir portakal tutarız. Ama havada olan portakal farklıdır. İstediği kadar beceri ve deneyimle atılmış olsun havaya, o kendi yolunu izler.
Tıpkı bu hokkabaz gibi dünyaya bir düş fırlatıyoruz, ama her zaman denetleyemiyoruz. Böyle durumlarda onu Tanrı'ya emanet etmeyi, O'ndan bu düşün yolunu doğru dürüst bir şekilde tamamlamasını ve ellerimize geri dönmesini dilemeyi bileceğiz."
PIAAC sonuçları mezuniyet sonrasında Türkiye'de öğrenmenin durduğunu ve okul sonrasında en hızlı beceri kaybeden ülkelerden biri olduğumuzu gösteriyor. Bu sonuncu hâlin iki sebebi var: Okul sonrası eğitimin, “devam eden eğitim - continuing education” diye bir şeyin bilinmemesi ve okuldaki eğitimin akla, senteze değil çoktan seçmeli testlerde başarı sağlayacak marifetlere dayanması.
Aristoteles insanları ikna etmek için kullanılabilecek 3 temel kavram belirledi.
Bu kavramlara “sanatsal ifadeler” dedi çünkü bunları kullanmak sanat ve beceri gerektirmekteydi.
Bu sanatsal ifadelerden ilki Ethos’tur. Yani “etiğe, güvene başvurmadır.
İkinci sanatsal ifademiz Lagos’tur, yani “mantığa başvurma”
Üçüncü sanatsal ifademiz Pathos’tur. Pathos insanların duygularına hitap etmektedir ve üç sanatsal ifade arasında en kritik yer budur.
Kürtlerin en büyük kısmını Gurmançlar meydana getirir. Soran ve Güran Kürtleri Musul vilayetindedirler.
Lur Kürtleri ise İran’dadır. Diğer vilayetlerdeki Kürtler, Gurmançlarla, Zazalardan ibarettir. Yalnız Soranilerden Şeyh Yeznî aşireti her tarafa dağıtılmıştır. Diyarbakır’da, Trabzon’da, Ankara’da bile bu aşiretten gelen boylara rastlanır. Soranilerle Gurmançların bir bölümü yerleşik, bir bölümü ise göçebedir. Zazalardan, Zekdi Koçerler göçebedir.
Kürtlerin bu çeşitli kısımları dil bakımından birbirlerinden ayrı oldukları gibi, giyim-kuşam, elbise ve adetleri bakımından da farklıdır. Mesela, Zazalar başka dilleri çabuk öğrenirler. Gurmaçlar ise başka dilleri güç ve geç öğrenirler. Zazaların halk edebiyatı fakirdir. Gurmançların halk edebiyatı ise çok zengindir. Belki de Zazaların yabancı dilleri kolay öğrenmesi milli kültürlerinin zayıf olmasındandır. Gurmançların kolay öğrenememesi ise milli kültürlerinin çok kuvvetli bulunmasındandır.
Zazalar şehirlere yerleşince şehirlere özgü teknikleri öğrenmekte büyük bir yetenek gösterirler. Mesela Diyarbakır’a gelen Zazalar fırıncılık, kadayıfçılık gibi meslekleri öğrenebiliyorlar. Bahçıvanlıkta da büyük bir beceri gösteriyorlar. Mühendisler taş kırmak için Zaza amelelerin gelmesini beklerler. Çünkü bu gibi işlerde çok beceriklidirler. Fakat manevi işlerde Gurmançlar daha çok yetenek gösterirler.
Gurmanç dilinin kaç lehçeye ayrıldığı henüz ilmî inceleme ile meydana çıkarılmış değildir.