Kitabı okuduktan sonra insanlara yaklaşımım, dinleme sürem, göz temasım, el ve kol hareketlerim ve yürüyüşümde dahil olmak üzere bir çok şey değişti. Bunun sonucunda insanlarında bana olan yaklaşımlarının olumlu yönde geliştiğini gördüm. Neler söylediklerimize çoğu zaman dikkat ediyoruz fakat beden dilimiz konusunda aynı hassasiyeti gösteremiyoruz. Hatta çoğu zaman farkında bile değiliz. İletişimlerini güçlendirmek isteyen kişiler için bu kitabı muhakkak tavsiye ederim :)
Akıl sağlığının bir soğuk algınlığı nedeni ile beden sağlığını yitirmek kadar kolay elinizden kaybolup gidebileceğini anladığınız, delilik ve normallik arasındaki o çok çok ince çizgiyi içinizde hissettiğiniz bir roman. Uçurumlardan düşen ruhların neler yaşadığı, oradan çıkmak ya da orada sonsuza kadar kalmak arasındaki gelgitlerin ne denli baş döndürücü bir cazibeye sahip olduğu okuyanı fazlasıyla düşündürüyor.
“ Faili meçhul cinayetin prova öncesi “
….
Cesedime suni teneffüs yapılırken
Yürek damarlarımda aşırı dozda rastlanılan
Yalnızlığına inat
Gözlerim hep aynı saatte
“ Sana “ tehirli kalıyordu.
Çoğunluğu hayattan çeşitli darbeler yüzünden bedeniyle hayatını geçirmeye mahkum olmuş insanların (Kendi isteğiyle yapanları eleştirmek haddime değildir çünkü beden kendisine aittir ve hangi cins yapar yapsın insanların eleştirmeye hakları yoktur. Tercih meselesidir.) hayatlarını derinlemesi inceleyen samimi bir kitap. Çok içten bir aşk romanıdır ayrıca ve klasik olmaya hak etmesi içtenliğine bağladığım kendimce.
Kamelyalı KadınAlexandre Dumas (fils) · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201917,8bin okunma
...Öğleden sonra on altı tane lise öğretmeni getirdiler; hepsi bir arada, tekmili birden. Adamları dayaktan perişan etmişlerdi, iki elleri de pide gibi kabarmıştı.Biri bizim hücreye düştü. Bakırköylü bir beden eğitimi öğretmeni. Öğrencilerle birlikte adaya gitmişler,hepsi birlikte marşlar söylemişler. Bunun üzerine tüm okulu askeriye sarmış, çocukları dövüp,bırakmışlar; öğretmenleri de buraya getirmişler.Adam çok üzgün ve telaşlıydı. Sinirleri iyice bozulmuştu. Bu işin bu kadarla kalmamasından korkuyordu, geleceği için kaygılanıyordu."Mesleğimi kaybedersem ne yaparım?" dedi.
Yoksul biriydi üstelik...
''Yaşam benim için gittikçe daha zorlaşıyordu; beden keyifsiz oldu mu, yürek de ölgünleşir. Bana öyle geliyordu ki, hiç öğrenmemiş olduğum, ama yine de çok iyi bildiğim bir şeyi, yani yaşamayı unutuyordum... ''