400 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 14 days
Yirminci yüzyılın en önemli düşünür ve devlet adamlarından biri olan Aliya İzetbegoviç, "Doğu Batı Arasında İslam" adlı bu başyapıtta, zihnimizde standartlaşmış, içi boşaltılmış birçok kavramı yerinden sarsarak bizi bunlar üzerinde yeniden düşünmeye sevk ediyor. Yaratılış ve Evrim, Kültür ve Medeniyet, Toplum ve Topluluk gibi iç içe
Doğu Batı Arasında İslam
Doğu Batı Arasında İslamAliya İzzetbegoviç · Ketebe Yayınevi · 20193,557 okunma
Nietzsche bedenin ve yeryüzünün her şey, ruhunsa hiçbir şey olduğunu düşünüyor, ruh yetersizdir; dolayısıyla bedeni kaybettikten sonra ruha sahip olmak anlamsızdır. Beden kaybedilince, ruh da kaybedilmelidir.
Sayfa 141 - Alfa Yayınları
Reklam
Biz var ya, biz sevemeyiz küçüğüm. Aşk, yanılsamaların en tensel olanıdır. Dinle: Sevmek, sahip olmaktır. Peki, sevdiğimiz zaman neye sahip oluruz? Bir bedene mi? Bedene sahip olmak için maddesini kendimize mal etmemiz, onu yememiz, içimize sindirmemiz gerekir. Olmayacak şey ama, tut ki oldu, bu bile geçicidir, çünkü bedenimiz de devinir, dönüşür, hem biz kendi bedenimize değil, sadece onun verdiği duyguya sahibizdir; ve ayrıca sevdiğimiz o bedeni bir kere ele geçirdik mi o bizzat biz olur, bir başkası olmaktan çıkar ve öteki varlığın yok olmasıyla aşk da biter. Peki, ruh bizim midir? –Sessizce dinle beni. Hayır, değildir. Kendi ruhumuz bize ait değildir. Hem zaten, bir ruha nasıl sahip olabilirsin? Bir ruhla bir ruh arasında dipsiz bir kuyu vardır: birer ruh olmalarının kuyusu. Öyleyse, sonuç olarak neye sahibiz? Bizi sevmeye iten ne? Güzellik mi? Sevince güzelliğe sahip olur muyuz? En vahşice, en baskıcı şekilde sahiplenerek, bir bedenin nesine el konabilir? Ne o bedene, ne ruhuna, hatta ne de güzelliğine. Zarif bir bedene sahip olmakla güzelliği saramazsın, sadece hücrelerden oluşan, yağlı bir bedeni kucaklayabilirsin; öpüşme bir ağzın güzelliğine değil, ölümlü mukozadan olma dudakların nemli etine değer; cinsel birleşme bile basit bir temas, samimi bir sürtünmedir, ama gerçek bir iç içe geçme, bir bedenle bir başkasının iç içe geçmesi bile değil. Öyleyse neye sahibiz, evet, nedir sahip olduğumuz?
"Ruha, bedene, zihine ve duygulara dokunma sanatı olan AŞK; layık olmaktır sahip olmak değildir. Sarılıp uyumayınca ben sana, hasta oluyorum, üşüyorum' dedi kadın, 'Ben de seni hissetmeyince bir tuhaf oluyorum, kendime yabancılaşıyorum dedi erkek. Çünkü AŞK, sevgiyi ve teni derinden hissetmektir, gönül yolunda BİR ve BİRLİKTE OLMA ARZUSU'dur..." CEM KEÇE
Kalbimi bıraktım buraya...
Biz var ya, biz sevemeyiz küçüğüm. Aşk, yanılsamaların en tensel olanıdır. Dinle: Sevmek, sahip olmaktır. Peki, sevdiğimiz zaman neye sahip oluruz? Bir bedene mi? Bedene sahip olmak için maddesini kendimize mal etmemiz, onu yememiz, içimize sindirmemiz gerekir... Olmayacak şey ama, tut ki oldu, bu bile geçicidir, çünkü bedenimiz de devinir,
Sayfa 430Kitabı okudu
EDEBİYAT VE APTALLAR Biraz dikenlesek mi? Konu kaktüs değil, Edebiyat Freud okurken iyice kavradım Herkesin harcı olmadığını Hele aptal ve gerizekalıların hiç olmadığını Bir kitabı toplumda açıp evde kapatıyorsa bu göz boyamaktan öte, kendini aptallık ipiyle idam etmektir. Bir Edebiyat ruhu okuldan geçmez tabi onlar işin ehlileri biz çıraklardan
Reklam
148 öğeden 81 ile 90 arasındakiler gösteriliyor.