Amansız bir hastalığa kapıldı zihnim. adına anlamak diyorlar. ruhuma batan sivrilikleri törpüleyen gerçeklerle yaşıyorum bu tavan arasında. bir halı, bir yatak, bir vitrin, bir masa. az eşya çok huzur derlerdi, hani?
Her gün sokakta karşılaştığım insanlarla aynı dilde yaşamıyoruz, aynı dilde ağlamıyoruz.
felaketlerimin dibini göremiyorum.