Kainattan Hâlikını soran bir seyyahın şahitliği için Üstad ona ta Asri Saadetten, Kur'an'a yeryüzündeki Rabbimizin bütün hikmetli sanatlarına şahitlik icin o seyyahi gezdiriyor. Asrın üslubu olan akl ve kalplere hitaben onu ikna ediyor.
Ayet'ül Kübra gezen seyyahin cevabı ile incelememizi sonlandıralım.
İşte bizim seyyah diyor ki: Elhamdülillah her yerde aradığım ve her şeyden sorduğum hâlıkımın ve mâlikimin vücub-u vücuduna ve vahdetine şehadet eden otuzüç hakikatı gördüm ve dinledim. Herbir hakikat, güneş gibi parlak, karanlık bırakmaz; dağ gibi kuvvetli ve sarsılmaz. Ve herbiri tahakkukuyla vücuduna gayet kat'î şehadet eder ve ihatasıyla vahdetine gayet zahir delalet eder. Ve sair erkân-ı imaniyeyi dahi içinde kuvvetli isbat etmekle beraber mecmu' hakikatların icma'ı ve ittifakı, imanımızı taklidden tahkike ve tahkikten ilmelyakîne ve ilmelyakînden aynelyakîne ve aynelyakînden hakkalyakîne iblağ ediyor."
Ayet-ül Kübra
