Gün ağarmasıyla başlayan senfoni orkestrası... Orkestra şefi Güneş, gökyüzünü aydınlattıkça orkestranın katılımcıları çoğalıyor. Ta ki ortalık aydınlanıncaya kadar... Kemanda bülbüller, trombonda kazlar, klarnette kargalar, ritim gitar da kumrular, davul ve bateride köpekler, solo gitarda horozlar, orgda kurbağalar... Tanrı'nın orkestrası! Basların, tizlerin mükemmel geçişlerle başarıldığı bambaşka bir müzik kültürü. Beethoven, Mozart, bu orkestradan çok gerilerde. Önce kurşuni,sonra beyazlaşan ve sonunda güneşin doğuşuyla mavileşen gökyüzü... Gün ağarmasıyla sazların üzerindeki sis yorganı,soyunan seksi birkaç kadın gibi açılmaya başlıyor. Gün doğumuyla orkestranın ağırdan sunduğu senfoninin azalmasını ve bitirilmesini umursamayan nehir, tüm berraklığı ile Güneş'in orkestra şefliğini kabullenmeden kendince akıyor... Hep akıyor...
Eğer sizden sokakları süpürmeniz istenirse
Michelangelo' nun resim yaptığı,
Beethoven' ın beste yaptığı veya
Shakespeare' in şiir yazdığı gibi süpürün.
O kadar güzel süpürün ki gökteki ve yerdeki herkes durup "Burada dünyanın en iyi çöpçüsü yaşıyormuş." desin.
Banat'tan gelme bir köylü gencin, ansızın bir tahta üzerinde bir kaç taşı birazcık oraya buraya oynatmakla bütün köyünün odunculuktan ve en yorucu işlerden bir yılda kazandığını bir haftada kazanması durumunda kendini beğenmişlikten başının dönmemesi diye bir şey olabilir mi? Hem ayrıca, bu dünyada bir zamanlar bir Rembrant'ın, bir Beethoven'ın, bir Dante'nin bir Napoleon'un yaşadığı hakkında en ufak bilgisi bulunmayan birinin kendini büyük bir insan sayması son derece kolay değil midir? Bu gencin dünyaya, kapalı beyninde bildiği tek şey, aylardan beri hiç bir satranç oyununu kaybetmemiş olduğu ve dünyamızda satrancın ve paranın dışında daha başka değerlerin de bulunduğunu bilmediğinden, kendine hayranlık duymak için her türlü nedeni var.
Şimdi bir derin mavide akşam oluyor
Gök mavi deniz mavi
Mor dağlar yeşil ağaçlar mavi
Bozuk düzen mavi,gecelerden sesleniyorum sana
Ne opera aryaları
Ne beşinci senfonisi Beethoven'in
Bir yalnızlık marşıdır çalınıyor uzakta
Gün ışığı arkamızda kaldı bak
İnsanlar arasında iyilikten başka hiçbir üstünlük kabul etmem. Karakterin olmadığı yerde, ne büyük sanatçı, ne de büyük mücadele adamı vardır. Orada var olan, zamanın yok ettiği, içleri boş yaratıklardır. Bütün mesele, büyük görünmek değil, gerçekten büyük olmaktır.
/ Beethoven /
Ve ben yalnız odada başım iki elimin arasında şaşkın ve budala " Beethoven, Nietzsche, irade, Schopenhauer, psikianaliz... " diye tekrarladım. Ah kelimeler, isimler ve onlara inanmanın saadeti...