224 syf.
9/10 puan verdi
Murakami'nin okuduğum dördüncü kitabı oldu.
Okuma sıram plansız bir şekilde sırasıyla yazarın 1992, 1999, 2005 ve 2014 yıllarında orijinal baskıları yayımlanmış kitaplarına denk gelmiş.
Böylece zaman içinde yazarın tekniğinin nasıl geliştiğine şahitlik etmiş oldum.
İlk okuduğum kitabı olan
Yakub Cemil İttihat Terakki ve Enver Paşa ile özdeşleşmiş Teşkilat-ı Mahsusa'nın korkusuz silahlı fedailerinden biri. Kısa ömrünün rastgeldiği devirde insanoğlunun hayalini kuramayacağı kimileri tarafından ayıplanan kimileri tarafından yüceltilen işlere imza atmış. Son ittihatçı Erol Şadi hocanın da hayran olduğu bir isim aynı zamanda.
Yakub Cemil'in yapıp ettikleri, bir kısmı efsane bir kısmı gerçek derken son zamanlarda adeta bir fenomene dönüştü diyebiliriz. En meşhur vakalarından biri Bab-ı Ali Baskını esnasında Nazım Paşa'yı bir anda çekip vurması ve gazeteci Ahmet Samim suikastinin onun tarafından işlediği söylentisi. Bu ve buna benzer nice gözü karalık mı delilik mi demekte kararsız kalacağımız nice vukuat. Zaten ipe sapa gelmez tavırları bir yerde sonu olacaktı ne yazık ki.
Bu kitapta Yakub Cemil'in hayatını, nizami ve gayri nizami savaşlarını okuyabilirsiniz. Özellikle Trablusgarb, İran, Sinop Cezaevi macerası ve ölümüne dair bilgiler derli toplu şekilde kitapta mevcut.
Henüz Yakub Cemil hakkında çok iyi araştırması yapılmış bir eser yok çoğunluğu dediğim gibi efsanevari anlatılar o yüzden şimdilik bu eseri meraklıları okuyabilir.
Aslında aman aman beğendiğim bir kitap olmadı "derin, şifre, gizem" gibi kelimelerin bir tarih kitabının içinde geçmesine ne yazık ki tahammül edemiyorum. Ayrıca kitapta bütünlüğü bozan aralara konulmuş farklı isimler ve eserler olduğu gibi alelade internet sitelerinin kaynak olarak gösterilmesi biraz enteresan geldi.
Yine de kitabı ortaya koyan İlyas Kara hocanın emeğine sağlık deyip meraklılarına öneriyorum.
Okulun ilk günleri 5. Sınıfta öğretmen öğrencilerine klişe ve yalan dolu bir söz söyledi:
Hepinizi çok seviyorum...
Ön sırada yana doğru kaykılmış bir öğrenci vardı. Adı Mustafa Yılmaz’dı...
Mediha öğretmen Mustafa Yılmaz’ı bir süre takip etmiş a-sosyal olduğunu, elbiselerinin kirli olduğunu fark etmişti.
Mediha öğretmen Mustafa’nın kâğıtlarını
440 syf.
10/10 puan verdi
Ey Güzel Kırım!
Cengiz Dağcı'nın 1988 yılında kaleme aldığı kitabı Anneme Mektuplar. Kızıltaşlı yaşlı bir adamın, ölen annesine yazdığı mektupları içeriyor. Kitapta toplam 15 mektup mevcut. Mektupları da ne yazık ki yanıtsız... Ama yanıt bulmak için yazmamış. Nedenini sayfa 356'da şu sözlerle ifade etmiş:
"... Zaten mektupları yazmaya başlamamın başlıca
Tarihini tam hatırlamasam da, ben de bir zamanlar her insanın bir hayvana benzemesi durumunu düşünmüştüm. Mesela tatlı bakan kahverengi gözleri, düşük kaşları ve o kocaman merhametiyle babamı çok tatlı bir köpeğe benzetirdim :) Bu belki de bizim hayvanlarda gözlemlediğimiz bir özelliği o insana yakıştırmamızdan kaynaklanıyor olabilir. Ben iflah
Yazarın ilk iki kitabından aldığım tadı bulamadım ama yine de derli toplu yazılmış güzel bir polisiye. Kitap da iki ayrı olay birbirinden bağımsız şekilde gelişiyor ve ikisi de (biri beni pek tatmin etmese de) açıklığa kavuşuyor.Craig Russell beğendiğim bir yazar olduğundan sıkılmadan okudum ama ilk kez okuyacak olanlara Kanlı Masalları tavsiye ederim.
