Instagram'da beğenmediğim bir kitabı eleştirmemi ukalalık olarak görenler vardır belki. Görsünler, benim için bir sıkıntı yok. Okuduğum kitaplarda gerçek fikrimi belirtiyorum, çünkü ben kimseyi kandıramam, vebal alamam. Bu kitabın beğenilecek hiçbir tarafı yoktu arkadaşlar. Kim ne yazmış diye baktım, kitabı öyle şişirmişler ki, 10/10 verenler olmuş. İnanın aynı kitabı mı okuduk diye kendimden şüphe eder oldum. Elbette okuma zevki kişiden kişiye değişir. Ancak öyle kitaplar olur ki, ortak düşünceler birbirine paralel ilerler. Benzerlik gösterir. Peki soruyorum, bu kitap cidden 10/10"luk mu?
Hepimiz dünyadaki adaletsizlikten, yalandan şikayet edip duruyoruz değil mi.? Peki siz gerçekten adaletli misiniz? Üç kuruş uğruna okurları kandırmak hangi adalete sığar?
Bu kitap hakkında söyleyecek çok şey var ama uzatmayayım. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, kitap çok sıkıcı. Okunacak gibi değil. Bir kere bir kitapta bu kadar da iç monolog olmamalı. Bir şey yaşanıyor, hop iç ses. Sonra tekrar o ana dönüyor, sonra yine iç ses. Tüm bunlar akışı bozmuştu. Bir de öyle karışık ki, çözebilene aşk olsun. Keşke sadece iç ses olsa. Anlatım dili de bir tuhaf. Üçüncü kişi anlatımıyla ilerliyor. Yazar farklı bir yazı tekniği denemiş ama olmamış. Hadi tüm bunları geçtim, kitap -yor ekiyle ilerliyor. Gidiyor, veriyor, alıyor, düşünüyor gibi. Gözlerim hep -yor'lara takılı kaldığı için tüm okuma zevkim de gitti maalesef.
Bu yazarı bir daha okumayı düşünmüyorum. Bence yayınevi de çevirmesin. Yazık kağıta, yazık emeğe ve yazık bize...