Allah ŞAHADETLERİNİ kabul etsin.
MEKANLARI CENNET OLSUN 2015-2016-2017 YILI TEMMUZ AYINDAN BERİ 1170 VATAN EVLADI ŞEHADETE ERDİ 1-ŞEHİT POLİS MEMURU BÜNYAMİN TORĞUT 2-ŞEHİT POLİS MEMURU OKAN ACAR 3-ŞEHİT POLİS MEMURU FEYYAZ YUMUŞAK 4-ŞEHİT UZMAN ONBAŞI MÜSELLİM ÜNAL 5-ŞEHİT ASTSUBAY MEHMET YALÇIN NANE 6-ŞEHİT POLİS MEMURU TANSU AYDIN 7-ŞEHİT ASTSUBAY İSMAİL YAVUZ 8-ŞEHİT UZMAN
Birini dinlediğinde dediklerine kulak verirsin, o zaman ela sesini -tonunu, rengini vs.- işitmezsin. Sesine kulak verirsen bu kez dediklerini dinleyemezsin.
Reklam
Hayatı anlamak için yazıyoruz ama yazarken bir yandan da hayat algımız değişiyor: Çünkü yazma süreci de, yazdığımız şey de artık hayatın içinde.
Ne yazacağını bildiğini iddia edenlerin bile yazmaya başladıktan sonra içlerinde bir kaşifin baş göstermesinin kaçınılmaz olması bana daha doğru göründü. Kafamızdakini birebir kağıda dökmeyiz, kağıdın başına geçtiğimizde her cümle kendisinden sonrakileri bir biçimde belirler.
Edebiyat okurluğu da yazarlığı da bir tür yalnızlığı gerektiriyor. Okuduğumuz, yazdığımız metin ile baş başayız. Böyle olmalı. Ama bir de benzerini aramak diye insani bir güdü var: Metinden başımızı kaldırıyoruz, başka insanlara metin ile kurduğumuz ilişkinin ışığında bakıyoruz. Benzeyen, benzemeyen yanlarımızı görüyoruz. Bir mihenk taşı olarak benzerliklerimiz, farklılıklarımız.
Islak Muşamba
"...Herkes bir yerde birbirine çarpar bu âlemde.Herkesin herkese anlatacağı birileri vardır.Bir yerlerde adı anılır herkesin.Sözün tükendiği yerde, bir isim kısa ömürlü kıvılcım olur.Söz gider mi başka bir yere umuduyla..."
Sayfa 54 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
“Edebiyat (özellikle öykü), insan yaşantılarındaki kimi önemsiz görünen anların üzerine düşürdüğü edebi ışık vasıtasıyla insan olmanın, yeryüzünde yer kaplamanın nasıl bir şey olduğu (ya da olmadığı) gibi soruları içine almaya, tartışmaya ve yeni sorularla didiklemeye başlamıştır.” Behçet Çelik
Daha yeni tanıştık. İnsanlara sen diye bilmem için karşımdakinin beş on kez "sen" demesi lazım. Siz demeye ayarlı benim dilim. Mesafeyi böyle koruyorum.
Evet, desem, boş durmamasıyla övünürüm zihnimin. Boşluklara tahammül edemeyenlerdenim. Düşünürüm böyle.
Gece yolculuklarında, şehirlerin, kasabaların yanından, içinden geçerken her seferinde ürperdiğim ışıklar - yaşıyorlar, ışıklar bunun ifadesi, ışıkların altında yalnızlıklar, kalabalık odalarda.
Reklam
"Kimselerle konuşmazsam, birilerine ne yapıp ettiğimi anlatmazsam, yeniden yazmam gerekmez tarihi,"
Böyle okuyamazsın işte :D
Okul yıllarında bizim okuduklarımızı küçümser, adını duymadığımız yazarların kitaplarını okurdu. Bir yerlerde oturmayı önermiştim. Neler okuduğunu, neler düşündüğünü merak ediyordum. İki saat boyunca işini anlatmıştı, çok çalıştığını, kitap bile okuyamadığını.
Yeniden başlamak dünyanın en zor işi. Sıfır noktasını bulacaksın. Mutlak bir hafıza kaybı gerek. Deneyim en ağır yük. Hiç denememiş olmak bile bir deneyim
makyajı hepten bırakmamasını takdir edebilirim, aynaya bakarken bir an gülümsediğinden, çapkın baktığından emin olsam; çok katlı mağazanın cephesini yenilemişler, bina içeriden çürüyor, bir bilseler.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.