"İki Başına Yürümek" adlı eser, 1968 yılında okuyup resimlediği Necatigil'in eserinin aynı-basımı olan Burhan Uygur'un özgün bir sanat sentezi sunan bir kitabıdır.
Bu eser, Uygur'un resim ve şiiri birleştirerek ortaya koyduğu benzersiz bir estetik deneyimi içermektedir.
Burhan Uygur'un içsel sanatını keşfederken, Necatigil'in derin şiirini seçmesi, eserin temelini oluşturan önemli bir karardır.
Kitap, Uygur'un resimlerini Necatigil'in kelimeleriyle özdeşleştirerek, görsel ve sözel sanat arasında zengin bir etkileşim yaratır. Her bir sayfa, Uygur'un şiirsel düşlerini resimlerle birleştirdiği bir sanat defterini andırır.
Eserin özgünlüğü, Burhan Uygur'un okuduğu şiirlerden ilham alarak düşsel bir atmosferde resim yapmasıdır. Sayfalar arasında dolaşan izleyici, Uygur'un iç dünyasına bir pencere açar ve sanatçının şiirin derinliklerinden aldığı ilhamı resimlerine nasıl yansıttığını gözlemler.
"İki Başına Yürümek," sadece bir kitap değil, aynı zamanda sanatın farklı formlarını bir araya getiren bir performans gibidir.
Bu eser, sanatın sınırlarını aşan ve izleyiciye derin bir düşünsel deneyim sunan özgün bir sanat eseridir...
Keyifle okuyunuz...!!!
İki Başına YürümekBehçet Necatigil · Yapı Kredi Yayınları · 201672 okunma
Kaçmak, kovulmak, dönmek üzerine denemelerden oluşuyor ikinci hayat.Kapağıyla sizi meraklandıran,içine çeken bir kitap. Önce kitabın kapağına vuruldum desem yeridir.
Denemeler belli başlıklar altında toplanıyor. Toplam 10 başlık mevcut. Her başlığın içinde çeşitli yazarlar, şairler,filmler,vs. Konuyla ilgili yönüyle irdeleniyor.
Başlarken bir
Behçet Necatigil anlatmış kıtap okura..
kısacık içi acı hüzün zorlu yılların ardında kalanların bır yasam örgüsü olan
Bir Usta, Bir Dünya: Behçet Necatigil
Zorlu bir çocukluk ve annesiz büyümenin zorluğu da eklenince gerisini siz düşünün artık..
"Kastamonu'lu olan babası Mehmet Necati Gönül, dersiam vaizdi. Uzun yıllar İstanbul'da, Beyoğlu ilçesinde müftülük yaptıktan sonra Sarıyer müftülüğünden emekli oldu."..
"Şiiri, şiirini oluşturma sürecindeki titizliği, yazı ve çalışma eşyası ile fotoğraflar, belgeler aracılığıyla izleyeceğimiz yaşam öyküsü burada iç içe geçiyor
"Şairlerimizin, yazarlarımızın, düşünce adamlarımızın "arşiv "lerini, iç dünyalarına ışık tutan hersey okuru çekiyor..
Hüzünle okudum..
Necatigil'e göre, bir şair, şiir yaşamı boyunca üç burçtan geçer: "Gurbet, hasret ve hikmet burçları." Bir arayış dönemi olan "gurbet burcu'ndaki şair, beğendiği sanatçıların etkisi altındadır ve özentilidir. Necatigil, Kapalıçarşı (1945) ve Çevre (1951) adlı kitaplarında yer alan şiirlerde "gurbet burcu"ndadır
Şükrü Erbaş, çok sevdiğim şairlerdendir. Ama sadece şairliği değil sevdiğim. Onun rahmetli eşi Hatice (Ömür) Hanımı sevmesini severim. O bağlılığa, o aşka artık pek tanık olmuyoruz ne yazık ki.
Kitap, şairin 2015-2019 yılları arasında, çeşitli dergi ve gazetelerde yayımlanmış yazılarından oluşuyor. Aralarda üç şiiri var. Konular çeşitli olsa da geneli şiir ve eşi üzerine.
Sevdiğim Şair Haydar Ergülen'den, büyük saygı duyduğum Neşet Ertaş'tan, aynı coğrafyada yaşamış olmaktan gurur duyduğum Yunus Emre'den, Mustafa Kemal' in Kağnısı hepimizin ezberinde olan Fazıl Hüsnü Dağlarca'dan, şiir denince akla ilk gelenlerden biri olan Nazım Hikmet'ten, yakın tarihlerde aramızdan ayrılan Küçük İskender'den, hiç şiir sevmem deyip de "Sevgilerde" şiirini tanıdığı Behçet Necatigil 'den, hayattan, ölümden, adaletten, velhasıl yaşama ait ne varsa rastlayacağınız bir kitap, "Çırpınıp İçinde Döndüğüm Dünya".
Kütüphaneden alıp okuduğum ama kitaplığa katmak istediğim bir kitap oldu benim için. Özellikle, "Gönül Yorgunluğu" başlıklı yazısı. Dönüp dönüp okumak istiyorum.
Edebiyat seven herkese tavsiyemdir.