Doğduğunu herhalde annesinden başka kimse fark etmemiştir; yaşadığını da pek az kimse bilir; fakat ölümünü kimse fark etmeyecek, öldüğünde kimse sevinmeyecek, kimse acımayacaktır. Onun düşmanı, dostu yoktur. Yalnızca birçok tanıdığı vardır. Belki bu silik kişinin yalnız cenazesi bir ilgi uyandıracak, yolda adamın biri saygı ile durup selamlayacak belki başka bir meraklı da cenazenin önüne koşacak ölenin adını soracak ve hemen unutacak.
Bu Alekseyev, Vasilyev, Andreyev ya da ne derseniz deyin, insanoğlunun yarım, donuk, bulanık bir hayali, bir gölgesiydi.
Yüzünde hiçbir zaman bir tasa, bir düşünce belirtisi görünmez; içinde bir hayat var mı, yok mu anlayamazsın. Gözleri hiçbir şey üzerinde dikkatle durmaz, hiçbir şey onda bir merak uyandırmaz.