Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Öyle ise, ey nefsim!
Sen beka yolunda ibadet, hizmet ve cihad için verilmiş olan ömür sermayesinin dakika ve saatlerini öldürme, ibadet, taat ve hidemat-ı Nuriye-i Kur'aniyeye sarfet.
Yalanlar ile ittihâd, yalandır. Ve ifsâdât üzerine müesses olan ism-i meşrûtiyet, fâsiddir. Müsemmâ-yı meşrûtiyet; hak, sıdk, muhabbet ve imtiyâzsızlık üzerine bekâ bulacaktır.
Reklam
"Ey alem-i bekâ için yaratılan ve fâni âleme müptelâ olan bîçare insan!"
Yalanlar ile ittihat, yalandır. Ve ifsadat üzerine müesses olan ism-i meşrutiyet, fasiddir. Müsemma-yı meşrutiyet; hak, sıdk, muhabbet ve imtiyazsızlık üzerine beka bulacaktır.
Divan-ı Harb-i ÖrfiKitabı okuyor
"Bekâyı hak tanıyan, sa'yı vazîfe bilir: Çalış, çalış ki bekâ sa'y olursa hakedilir." (Safahat, Fatih Kürsüsünden (sh. 253))
Sayfa 86
Hani bazen, altı üstü bir “can” der vazgeçerim ya bu hayattan. Bu hayatın altı da “sen” üstü de “sen”, Efe… Söyle, nasıl vazgeçerim senden. İnsan ardında bıraktıklarıyla değil, önünde niyetlendikleriyle beka bulurmuş.
Reklam
insanın kalbi ve şuuru, bütün kuvvetiyle beka istiyor.. (Tarihçe-i Hayat 393.sh - Risale-i Nur)
Gönlünü fani olan bir şeye bağlayan bilsin ki, fani fenâ bulur, onun bütün çabaları boşa gider. Ruhunu, baki olanın huzuruna gönderen ve ulaştıran, nefs fani olunca da bekâ ile bâki olur.
Devlet...
Devlet, sınırları çizilmiş belli bir arazi üzerinde, amacı ekonomik faaliyetlerde bulunmak olan tarafların bir araya gelmesi demek değildir. Devlet, fizik ve ahlak bakımından birbirine benzeyen bir insan toplumu teşkilatıdır, nesillerini daha iyi yetiştirmek ve Allah'ın ırklarına Allah tarafından gösterilen hedefe ulaşmak için kurulmuştur. Bir devletin gayesi ve manası yalnız budur. Ekonomi, bu görevin yerine getirilmesi için lüzumlu olan birçok vasıtadan sadece bir tanesidir. Ekonomi devletin ne sebebidir ne de amacıdır. Devletin tabiata aykırı olarak yanlış bir temele oturtulması hali istisnadır. Devletin devlet olarak mutlaka sınırları belli bir arazi üzerinde bulunmasına lüzum olmadığının izahı da buradadır. Bu şart ancak soydaşlarının geçimini kendi imkanlarıyla temin etmek isteyen, yani beka mücadelelerini kendi imkanlarıyla yürütmek isteyen milletler için zorunlu olur. Fertlerin hayatlarının feda edilmesi ırkın bekasını temin için zaruridir. Bir devletin oluşumu ve yaşaması için başlıca şart, karakter ve ırk birliği temeline dayanan bir dayanışma hissinin mevcut bulunmasıdır ve her vasıta ile bunu korumak için kararlı olmaktır. (sf.105) Gerçekte devletleri yaratan ve muhafaza eden güçlerin neler olduğu sorulursa, buna verilecek cevap şu şekilde ifade edilebilir. Ferdin toplum uğruna fedakarlık ruhu ve iradesi. Bu faziletlerin ekonomi ile hiçbir ilgisi olmayışı, insanın ekonomi için kendini hiçbir zaman feda etmeyişinden ileri gelir. İnsan bir iş için ölmez, bir ideal için ölür. (sf. 106)
Yeni bir hukuk anlayışı oluşturmamız lazım. Hakka, eşitliğe, özgürlüğe dayalı bir hukuk anlayışına ulaşmamız lazım. "Ulus dev letlerin vakti geçti" denildiği dönem Sovyetler Birliği'nin çözülme sinden sonraki dönemdir. Sovyetler Birliği'nde sosyalizmin çözülme sinden bu yana dünyada onlarca devlet kuruldu. Dünyanın hiçbir
Reklam
Ne güzel başlamış söze tam da önemli olan bu olduğunu göstermesi
İman ve İslâmiyet âb-ı hayatına susamış kıymetli kardeşlerim! (ÂB-I HAYÂT : Hayat suyu. Saf ve berrak su. İnce ve derin mânâlı söz. Tasavvufta mürşid-i kâmil denilen evliyâ zâtların, insanların mânen canlı, kalblerinin uyanık olmalarına vesîle olan mübârek sözleri, mânevî nazarları (bakışları) ve kıymetli kalblerinden fışkır an teveccüh. Bir şeyin kıymetini kuvvetli bir şekilde ifâde için de kullanılır. Âb-ı hayevân, Âb-ı Hızır, Âb-ı zindegânî, Âb-ı bekâ da denir. ÂB-I HAYÂT-I BÂKİYE : Sonsuz hayat suyu.) Sözler
Sayfa 820Kitabı okudu
Dil bekası, Hak fenası istedi mülk-ü tenim, Bir devasız derde düştüm, ah ki Lokman bîhaber! (Hâşiye) (Háşiye) Yâni: Benim kalbim bütün kuvvetiyle beka istediği halde; hikmet-i İlâhiyye, cesedimin harabiyetini iktiza ediyor. Hekim-i Lokman da çaresini bulamadığı dermansız bir derde düştüm.
Sayfa 224
"Ah, keşke ben de nefsimin süfli hallerine, onun o soylu küheylana binişi gibi hakim olabilseydim. Keşke ben de beka billah makamına doğru dört nala uçabilseydim; uçarı bir okyanus dalgasının tam tepesinde sükunetle, uhrevi haberler peşine düşseydim."
Sayfa 125Kitabı okudu
Tarikattan hakikate geçilir, fenâ-fillâh ve bekâ-billâh makamları kazanılmış olur. Bunları kazanan kimseye "Veli" ismi verilir. Nefs-i emmâre, mutmeinne olur ve inkârdan vazgeçer. İbadete karşı duymuş olduğu ağırlık kaybolur, bunlardan fazlasıyla lezzet almaya başlar. Tarikat ile hakikat, şeriatın sûretinden hakikatine (görünüşünden gerçek manasına) geçmeye sebeptir.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.