Tarikata girince evvela kalpden Mevladan gayrısını silıp süpürmek lazım. Allah ile aramızda gayr (yabancılar) ve gayriyeti (kisinin Meula ile olan yabancılığı) silip süpürmeli. Bunlar tamamlanınca tarikat tamamlanır, seyri ilallah biter ondan sonra isbat makamı başlar. Yani Allah'ı kalbe yerleştirme makamıdır. Kısaca: Tarikat vasıtasıyla kalp aynasının yüzünden bütün masiva atılınca tarikat olur. Temizlenen kalbe Allahın cemalinin parlaması hakikat olur. Tarikat; fenafillah, Hakikat; Bekabillah'dır. Bu ikisini kazanana Veliyyullah (Allah'ın velisi) denir. O zaman netts bütün kötü huylarından vazgeçer. Önceden nefis ibadeti kerih görüyordu bu makama çıkınca ibadetten lezzet alıyor. O zaman yaptığı bütün ibadetler hakikat olur. -Mahmud Ustaosmanoğlu (k.s) / Efendi Hazretlerimizin Sohbetleri 7
FENÂFİLLAH YA DA BEKÂBİLLAH
Biz bir su damlası isek, Yaradan da okyanustur. Su damlası tek başına hiçbir şey ifade etmez. Acziyet içindedir. Ne var ki okyanusa kavuşup suyuna karıştığında artık kendi de bir okyanus olur. Bir şeyden her şeye dönüşür. Kendi varlığının Yaradan'ın varlığında yok olması... Bir damla suyun, okyanusa kavuşup karışması gibi...
Reklam
⚘️ İnsanın nefsi şu derecelere sahiptir: 1) Nefs-i emmâre: Kötülüğü emreden nefis, ilk nefis derecesidir. Kişi dini bilgi ve Hz. Muhammed’in ahlâkı olan büyük ahlâk ile ilerleyip gelişir ve ikinci dereceye geçebilir. 2) Nefs-i levvâme: Kötülüğünden dolayı kendini kınayan nefis. 3) Nefs-i mutmainne: Kötülükten temizlenerek Allah’a
Sayfa 549 - 550, Cilt:1Kitabı okuyor
"Üç 'ben' illetinin ilacı üç türlüdür: Birincisi 'Fakir' olduğunu unutmamak. Bu fakirlik mal servet fakirliği değil. Nimetler varken şımarmadan yoksulluğunu görmektir. Birinci 'Ben'i 'Ben fakir' diye söze başlarken öldürürsün. İkincisi 'Fani'liktir. Yani 'Ben yokum O var' demektir. 'Ene'l-fâni, Huve'l-Baki' dediğin an Fenafillah'tan Bekabillah'ı görmüş olursun. İkinci 'Ben'i 'Ben yok olacağım, Allah ise ölümsüzdür, dersen öldürmüş olursun. Üçüncüsü ve en tehlikeli 'Ben' 'Ben yaptım, ben bilirim." demektir ki şeytanın bile ayağının titrediği yer burada başlar. Üçüncü 'Ben'i 'Ben bilmem, Allah bilir, kelamı öldürür.
Çok uzun ama çok güzel ❥ | ⚘
Ne ki bütün yolların hareket noktası ilahi güzelliğe ulaşma aşkıdır. Sevgili'ye vuslat ise "ölmeden önce ölmek"le mümkündür. Ölmeden önce ölüm ise dünyadan (mâsiva) el etek çekmeyi gerektirir. Böylece sûfî Kalû Bela'da görüp âşık olduğu mutlak Sevgili'ye kavuşur O'nda kendini yok eder (Fenâfillah) ve sonsuz hayat
Sayfa 166
Biz bir su damlası isek, Yaradan da okyanustur.
Biz bir su damlası isek, Yaradan da okyanustur. Su damlası tek başına hiçbir şey ifade etmez. Azı- cık sıcaklıkta buharlaşır, ne hayat verir ne hayat bulur... Acziyet içindedir. Ne var ki okyanusa kavuşup suyuna karıştığında artık kendi de bir okyanus olur. İşte o va- kit ne buhar olur ne de zarar görür. Bir şeyden her şeye dönüşür. İşte sufiler bu hale "Fenafillah" ya da "Bekabillah" derler. Yani kendi varlığının Yaradan'ın varlığında yok olması... Bir damla suyun, okyanusa kavuşup karışması gibi... Bayezid-i Bestami'nin uzun zamandır anlatılagelen bir hikâyesi vardır: Bir gün kapısı çalınır Bayezid-i Bestami'nin... Kalkıp açar hemen. Karşısında gördüğü adama "Kimi arıyor- sun?" diye sorar. "Bayezidi..." der adam da. "O halde yoluna devam et..." der Bayezid-i Bestami. "Çünkü içeride Allah'tan başkası yoktur." Sufiler bu düşünce disiplinini "Ene-l Hak" yani "Ben Hakk'ım" diyerek tarif ederler. Pek çok din adamı açısından kişinin kendi ölüm fermanını imzalamasın- dan başka bir şey ifade etmedi "Ene-1 Hak" düşüncesi... "Ene-l Hak" dediği için zalimce öldürülen Hal- lac-1 Mansur da Yaradan'la "bir olmaktan" başka birşey anlatmak istememişti oysa... Azerbaycanın büyük sufisi İmameddin Nesimi de düşüncesi yüzünden ne yazık ki işkenceyle kaybetmişti hayatını. որտ "Seni bu hüsnü cemal-i kemal ile görüp Korktular Hak demeye Döndüler insan dediler..."
Reklam
85 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.