TDK sözlüğünde kızlık zarı, “cinsel ilişkide bulunmamış kızların döl yolunu kısmen kapayan zar, himen” diye açıklanıyor. Tıpkı bekâret gibi, cinsel ilişki ve, burada açık açık söylenmese de, bekâretin ayrılmaz bir parçası olduğu evlilik öl-
çütleriyle tanımlanan “kızlık zarı," kızlarda, yani henüz zifaf yatağında penisin sihirli dokunuşuna nail olmamış ve kadınlık mertebesine erişmemiş dişi insanlarda “dölyolunu” sanılanın aksine tam am ıyla değil, kısm en kapatan zardır. Hanne Blankın bu kitapta sunduğu kapsamlı tarihsel çalışmanın da
gösterdiği gibi, bu zarın tıpta adının konulmasıyla ve tıp kuruntunun da toplum üzerinde büyük bir güç elde etmesiyle bir-
likte, bekâret adlı kontrol mekanizması ataerkil toplumlarda ciddi bir değişim geçirmiş ve doktorlar, kadınların bedenleri
ve cinsellikleri üzerinde hiç de azımsanmayacak bir yetkiye kavuşmuştur. Bu sözlük tanımında dikkati çeken önemli birayrıntı da, vajina olarak da bildiğimiz beden parçasının döl,
bir başka deyişle meni ya da spermin geçtiği yol olarak adlandırılmış olmasıdır. Bu adlandırma kadın bedeninin yok sayılarak, tamamıyla erkek bedeni üzerinden tanımlanmasını örneklendiren sayısız ataerkil kullanımdan sadece biridir.