Ne zamandı, Bolu'nun köylerinde bir yaz akşamüzeri, kırmızı gökyüzünün altında, toprak bir evin önünde oturmuş, boşluğa bakan yaşlı bir adam görmüştüm. Onu selamlayıp ne yaptığını sordum. "Bekliyorum kızım, " dedi. " Neyi bekliyorsun amca?" dedim. Sanki yıllardan beri baktığı boşluktan gözlerini çevirip bana baktı, soruma şaşırmış gibi " Neyi bekleyeceğim," dedi, "günün bitmesini." " Huzur" sözcüğü bana hep orada öylece oturup günün bitmesini bekleyen o yaşlı adamı hatırlatır.
Sayfa 54
‘Söz sırası şiirde’ Ataol Behramoğlu yeni kitabı “Ne Çok Hain” ile karşılıyor 2018’i. Kitap için düzenlenen özel buluşmada birbirinden önemli isimler sahne alacak ve Behramoğlu’nun şiirlerini yorumlayacaklar. Behramoğlu ile hem kitabını hem de bu özel günü konuştuk. - Öncelikle yeni kitabınız “Ne Çok Hain”den bahsedelim. Neler olacak kitapta ve
Reklam
91 syf.
8/10 puan verdi
·
8 saatte okudu
Farklı insanlarla tanışmayı, farklı insanlarla sohbet etmeyi sever misiniz? Ben hep sevmişimdir. Herkesin hayata dair en az bir sağlam duruşu, bir sözü vardır söyleyebileceği. Her tanıdığım insanın iyi yönünü alsam diye düşünürüm. Kim korkar o zaman hayattan cebimde milyonlarca tılsım varken? Her yeni yazar hatta her çevirmen de benim için
Kutlu Kaybedenler
Kutlu KaybedenlerMilan Dobricic · Yitik Ülke Yayınları · 20176 okunma
Görülmediği gibi Ama var mıydı sanki görülmeyi isteyen Var mıydı bir şeyler bekleyen yüreğimin eskittiklerinden.
Sayfa 61
264 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Uzun zamandir kitapligimda bekleyen ama bir turlu siranin kendisine gelemedigi bir kitapti. Filmini cok zaman evvel izlemis olmam ve hikayeye az bucuk hakim olmam sebebiyle onceliklendirmedigimi itiraf etmem gerek. Cunku bildigim bir hikayeyi yeniden okumaktansa hic bilmedigim seyleri okumayi tercih etmistim. Ki ne buyuk bir hata etmisim! Film (belki oyleydi, belki de ben izledigimde pek detayini anlayacak olgunlukta degildim) gerilim filmiydi. Daha cok cinayetlere odaklanmisti. Kitap ise muhtesem bir psikolojik roman bence, ya da psikolojik sorunlari olan birinin romani... Daha dogumundan itibaren istenmemis dislanmis, farkli bir insan bas kahramanimiz. Ancak inatla yasama tutunmus, farkli, algisi yuksek biri. Kokulara karsi oldukca hassas olmasi, onu cok farkli degerlendirmesini saglamis. Daha evvel yazarin sadece Guvercin kitabini okudum ve kisitli bilgimle belki bu yorumum cok da dogru olmayacak ama bence yazmasi cok zor bir roman. Kitabin ilk sayfalarinda bir bebek kokusu tasfiri yapilmis ki, o konusmayi dehsetle okudum. Biri bana bebek kokusunu sorsa soyleyecek iki kelimeden fazla sey bulamam ancak yazar tam iki sayfa bunu anlatabilmis. BU sadece tek bir ornek ve bunun gibi pek cok ornek daha var. Kitabi okurken kitap sadece gozlerime ve beynimi degil ayni zamanda burnumu da besledi. Tasvirleri okurken, o kokular kitaptan burnuma dogru akiyordu sanki. Belki filmden oturu beklentim cok dusuktu, bilemiyorum ama kitap kesinlikle beni inanilmaz sasirtti.
Koku
KokuPatrick Süskind · Can Yayınları · 201822,2bin okunma
Kimi vakitler kalkıp insan içine çıkmam tutar. Sanki hayatı yeniden öğreniyormuş gibi sokak adlarını hecelerim, vitrinlerdeki renkleri seyrederim uzun uzun, hevesle kaldırımdaki bir ağaca bakarım, durakta bekleyen yaşlı bir kadına, bir genç kıza, sırtında kocaman bir çanta taşıyan çocuğa. Her neye baksam, bir işaretmiş gibi görünür bana. Sokağın adını niçin ''Nalçacı Sokak'' koyduklarını düşünürüm mesela, kadınların neden vitrinlere bakarken en çok siyah elbiselere dikkat ettiklerini, kaldırımdaki ağacın yaşını, yaşlı kadının hâlâ daha ceviz sandığını saklayıp saklamadığını, genç kızın mutfakta annesiyle şakalaşırken yüzüne yayılan gülümsemeyi, çocuğun sırtındaki çantada elma olup olmadığını. O masmavi göğün altında, insanlara karışmış yürürken, kendime dönüp derim ki; ''bak hiç tanımadığın insanlar, büyütmediğin ağaç, dizmediğin vitrin, hepsi de bugünkü kaderinin ortağı oldu senin...''
Reklam
1.000 öğeden 301 ile 310 arasındakiler gösteriliyor.