Hayaller kurarız ve onların gerçekleşmesi için umutlar besleriz. Bazen gerçeleşmeyeceğini bile bile kafamızda bir şeyler kurarız. budur zaten insanı ayakta tutan. hayallerine ulaşabilme azmi ve hevesi ile hayata dört elle sarılırız.
Yazar da kitapta işte bu konuyu ele almış. Dostluk, sevgi,çaresizlik, umut, umutsuzluk, ihanet ve hayal kırıklığını, tüm derinlikleriyle anlatmış. Ayrıca o dönemin amerikasındaki toplumsal adaletsizliği de çok güzel bir şekilde aktarmış.
Kitapta bizi ne bekliyor? Diye merak ediyorsanız çok fazla spoiler vermeden kısaca bahsedeyim. Lennie ve George geçinmek için çiftliklerde ağır işlerde çalışan iki dost. George ufak tefek, sorumluluk sahibi, aklı başında bir adam. Lennie ise kocaman cüsseli, çok güçlü ve zeka bakımından baya bir geride bir adam. Aralarında karşılıksız, çıkarsız bir sevgi ve dostluk bağı var bunların. Lennie kıt beyinli olduğu için sürekli çalıştıkları yerlerde bir sorun yaratıyor ve oradan ayrılmak zorunda kalıyorlar ama her şeye rağmen George lennie 'yi hiç bırakmıyor ve göz kulak oluyor... Doğrusu kitabın sonu beni çok şaşırttı hiç öyle bir son beklemiyordum. Ee ne demişler herkes öldürür sevdiğini...
Velhasıl kelam kitap beni bir tık hayal kırıklığına uğrattı. Büyük bir beklenti ile kitabı aldım. Ortaokul düzeyinde. Kötü bir kitap değil. Öyle aman aman çok güzel diyip bayılıcak bir kitap da değil. okumazsanız da pek bir şey kaybetmiş olmazsınız.