Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.15
68 syf.
·
Puan vermedi
Beklenti, umutlar ve yakınlık, bunların hepsi bana çok fazlaydı. Mary Shelley. Mathilda.
Travma özellikle çocuklukta yaşanan travmalar, acilar yillar gecse de bir açık pencere bulur ve animiza sızar. Herkes farklı şekillerde mucadele eder bu acılarla. Kimi görmezden gelir, kimi bu durumu yaratıma, üretime yansıtır. Mathilda bir travma üzerine kurulmuş karamsar, kasvetli bir roman. Birbirine aşık iki insanın çocuğudur Mathilda. Annesinin ölümüyle babası onu halasının yanına birakmis kendisi evden uzaklaşmistir. Mesafeli, soğuk olan halasindan sevgi göremeyen Mathilda, babasının dönmesiyle hayatında bir dönüm noktası yaşar. Babası Mathilda 'da annesi Diana'yi görmektedir. Değişik bir sevgi bağı vardır aralarında. Günahkar ve çarpık bir sevgi. Bu sevginin ağırlığına dayanamayan baba, evi terkeder ve ölür. Babasının ölümü karşısında Mathilda'nin kendisiyle yuzlesmesini,hesaplaşmasıni, yabancilasmasini ve giderek toplumdan soyutlanmasini okumaya başlar okuyucu. Her hareketinde ölümün izleri vardır artık. Metin kısa olmasına rağmen edebi dili oldukça iyi. Metinde Dante'nin Ilahi Komedyasina göndermeler mevcut. Eleştirmenler tarafından eserin Shelley'in hayatından izler taşıdığı ve bu yüzden bir süre yayimlanmasina izin verilmediği söylenmiş. Kitabi okurken Goethe'nin " Dünya hassas kalpler için bir cehennemdir "sözü geldi aklıma. Mathilda hem hassas bir kalpti hem de başkalarının cehenneminin kurbanı oldu. Sartre " L'enfer ,c'est les autres (Cehennem baskalarıdir) demişti. Evet cehennem etrafımızdaki olumsuzluklar. Hassas kalplerimizi bu cehennemden korumak dileğiyle iyi okumalar dilerim
104 syf.
·
Puan vermedi
Herkese merhaba
Bu kitapta Can Yücel'in doğa,toplum,ülkeler hakkında yazdığı şiirlerini okuyoruz.
Bu kitabı severek okudum. Can Yücel'i okurken büyük beklenti yapmadım. Gece Vardiyası ve Yazma isimleri kadar pek etkilenmedim. Ama beğendiğim şiirler vardı.
Can Yücel'in şiirlerini okurken fikirlerini söylemekten asla çekinmiyor, kaba ama yalın bir dili var. Turgut Uyar şiirleri gibi aşk şiirleri beklemeden şiirlerini okuyorum.
Bu kitabı başlamam bitirmem bir oldu. Bu kitapta en sevdiğim şiir Muhavere isimli şiir oldu. Can Yücel ve Eşi arasında yazılan şiiri okudum hoşuma gitti. Hiç kimse bizim aşkımızı bozamayacak diyen koca aşkımızı bozmaya çalışanların canını okuyacağını söyleyen eş.
Can Yücel'in şiirlerini seviyorsanız bu şiir kitabını okuyabilirsiniz.
Hayal kırıklığı...
Livaneli’nin okuduğum ilk eseri.Bu kitabı yazarın son eseri olması açısından büyük bir beklenti ile okumaya başladım.Böyle büyük bir yazarın bu eseri yazmış olması bilemiyorum belki de yazar çok fazla abartılıyor.Tabii diğer eserlerini okumadan peşin hüküm vermek istemem ama gerçekten yetersiz bir eserdi.
Okurken o kadar çok huzursuz oldumki bu kitabı tek bir kelime ile özetleyecek olursam oda “huzursuzluk” olur.Evet ismini yaşatan bir eser :)
Kitap bir gazetecinin Amerika’da ölen çocukluk arkadaşının ölümünün hikayesini merak edip araştırması üzerine başlıyor,ama hikaye çok üstün körü anlatılmış.Tam etkileneceksiniz pat yazar konuyu bitiriyor.Bu da yazarın sığ bir duygulandırma çabası içine girdiğini hissettiriyor.Kitapta çok fazla siyaset karıştırılmış açıkçası bu pek hoşuma gitmedi bir süreden sonra aşırı sıktı.
Angelina Jolie romana ilave edilince bir süre kitapla bakıştım hatta kitabı elimden bırakmak bile geldi ancak bindik bir alamete gideyoz kıyamete misali devam ettim.Devam ettiğime pişman oldum mu? Evet oldum çünkü olaylar asla bir bütünlüğe kavuşmadı.Sırf kitap bitsin diye yazılmış bir son…Hayal kırıklığıydı :(
Serinin ilk kitabını okurken çok sevmiştim fakat bu kitap beni ilk kitap kadar yükseklerde tutmadı. Birbirinden ilk başta etkilendiler ve iç sesleri hep o yöndeydi. Aslında tam yazlık ve çerezlik bir kurgu ama ben fazla beklenti ile başladığım için böyle olmuş olabilir. İki karakterin de birbiriyle atışmaları güzeldi. Smut vardı ama sonlara doğruydu. Lucian’a yaşadığı sakatlık yüzünden çok üzüldüm ama onun yerine aşçı gibi olması da beni mutlu etti. Emma’yı zaten ilk kitaptan az çok görmüştük. Lucian’ın huysuzluğuna rağmen canlı ve pozitif birisiydi. Yazlık bir şeyler arıyorsanız, seriye bakın derim.
Birkaç Gençlik Eseri:Ev Sahibesi...
Öncelikle belirtmek isterim ki, bu kitaptaki öyküler 1847-1848 yılları arasında yazılmış, yani Dostoyevski'nin yazarlık kariyerine adım attığı yıllardır. Bu sebeple okurken büyük bir beklenti içinde olmamanızı tavsiye ediyorum.
Ayrıca eser, Dostoyevski'nin çıraklık dönemi eseri olduğu için ve yazarın anlatmaya çalıştığı şeyleri karışık ve başarısız bir şekilde yazdığı için (hatta dönemin edebiyat eleştirmenleri tarafından eleştiri yağmuruna tutulmuş), kısa bir inceleme olacak.
Bir de bilindiği gibi Dostoyevski, ilk romanı olan "İnsancıklar"ı yayımladığı zaman başta Vissarion Belinsky olmak üzere eleştirmenlerden büyük övgü almıştı. Lâkin ikinci romanı olan "Öteki" yayımlandığında eleştirmenler bu eseri sevmedi ve büyük ihtimalle Dostoyevski'nin prestijinin yavaş yavaş kaybolduğunu görünce birkaç öykü yazarak prestijini tekrar kazanmaya çalıştı, ki bu öykülerin çok aceleyle yazılmış olduğu belli oluyor.
Evet, artık kitabımıza geçelim. Yazar, toplumsal baskının ve toplumsal normların birey üzerindeki etkisini incelemekle beraber sınıfsal ayrımın topluma etkisini de incelemiş, lâkin diğer eserlerinde olduğu gibi bu işi mükemmel bir şekilde gerçekleştirememiş.
Bana Dokunma serisi internette çok gördüğüm bir seriydi ama çok beklenti içine girmedim yine de. Bu kitapta Juliette'in iç karmaşasına daha çok yer verilmiş. Neredeyse sürekli onun monologlarını ve akıl hastanesindeyken yaşadığı hayatta nasıl bir durumda olduğunu okuyoruz. İyi bir başlangıç kitabıydı.
