Bir Narsisi Tanımak
Ertan'ın, "mükemmel" biri olduğuna inanarak büyüdüğü açıkça ortada değil mi sizce de? Belli ki ailenin gözbebeği... Herkesin umudu... Onunla ilgili beklentiler ne kadar da yüksek... Otelin işlerini devralacak tek vâris... Şahane bir eğitim almış, yabancı diller biliyor, üstelik çok da yakışıklı... Adeta bir cazibe merkezi... Tam bir kusursuz...
Eleştiriye tamamen kapalı... Zeki bir manipülatör... İyi olan her şey onun hakkı...
Bütün bu özelliklerden söz edeceksek, narsisizm üzerine konuşmamız gerekecektir.
Ertan'ın bir narsis olup olmadığını nasıl anlarız?
Jane Austen
Jane Austen’ın “Aşk ve Arkadaşlık” adlı kitabı, hem döneminin toplumsal normlarını eleştiren hem de aşkın ve arkadaşlığın gücünü vurgulayan bir eserdir. Yazarın diğer eserlerinde olduğu gibi, bu romanında da karakterlerin sosyal statülerinin ve maddi durumlarının nasıl ilişkilerini etkilediğini detaylı bir şekilde ele almıştır.
Kitap, genç kızlar Marianne ve Elinor Dashwood kardeşlerin aşk hayatları üzerinden ilerler. Marianne’nin tutkulu ve duygusal yaklaşımı ile Elinor’ın daha kontrollü ve aklı başında tavırları arasındaki fark, okuyuculara farklı bakış açıları sunar. Aynı zamanda, karakterlerin aileleri ile olan ilişkileri, toplumdaki cinsiyet rolleri ve sosyal sınıf farkları da kitabın temel konuları arasındadır.
Austen’ın keskin gözlem gücü ve ince mizah anlayışı ile kaleme aldığı “Aşk ve Arkadaşlık”, dönemin İngiliz toplumunu ve insani ilişkileri analiz eden bir başyapıt olarak kabul edilmektedir. Kitabın zengin karakterleri, karmaşık ilişkileri ve sürükleyici kurgusu, okuyucuları içine çeken ve düşündüren bir okuma deneyimi sunmaktadır.
“Aşk ve Arkadaşlık”, Jane Austen’ın diğer eserleri gibi günümüzde de hala popülerliğini koruyan ve edebiyat dünyasında önemli bir yere sahip olan bir romandır. Aşk ve dostluk, insan ilişkilerindeki zorluklar ve toplumsal beklentiler gibi evrensel konuları ele almasıyla, herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği etkileyici bir eserdir.
Aşk ve ArkadaşlıkJane Austen · Alakarga Sanat Yayınları · 2014108 okunma
Bizler doğadan uzaklaştıkça yalnızlaştık ve birbirimize daha muhtaç hale geldik. İhtiyacımız arttıkça çevremizdeki insanlara yüklediğimiz beklentiler arttı, beklentiler arttıkça birbirimize ulaşmamız zorlaştı ve sonuç daha da artan yalnızlık, boşluk ve anlamsızlık oldu.
Ortak amaçlar ve beklentiler, eşlerden birinin diğerini tahakkümü altına almasına neden olmamalıdır. İki taraf da kendini özgür hissetmeli, kişiliğini yaşamalıdır.
Eşler evliliği ortak beklentiler üzerine kurmalı ve ortak bir proje haline getirmelidir. Bunun yerine, iki taraf da kendi gemisinin kaptanı olmaya çalışırsa evlilikte sorunlar yaşanır.