Yaratıcı, olumlu duygularla bir şey yaptıysanız, bunları daha "mükemmel" bir an için bekletmeyin. Bunun yerine, başarılarınızı kutlayarak hemen karşılık verin. Bu, "Harika!" gibi bir ifade ya da hoşunuza giden bir boş zaman aktivitesi olabilir. Bu etkinlik saatler ya da günler sonra yapılamaz. Küçük davranışın hemen ardından yapılmalıdır.
Alışkanlıklar bir ağaç gibidir. Alışkanlığınız büyüyüp hayatınızda güçlü kökler oluşturana kadar onu besleyin. Alışkanlığınıza biraz "parlaklık" sağlamak, alışkanlığın büyük bir şeye dönüşmesine yardımcı olacaktır. Kitapta parlaklık, bir başarıdan sonra hissettiğiniz duygu ya da "otantik gurur" olarak tanımlanıyor. Alışkanlık geliştirmekte genellikle zorlanırız çünkü ancak yeni bir işe girmek gibi büyük bir şey yaptığımızda hayatımıza biraz parlaklık katmaya istekli oluruz. İlk başta garip gelebilir, ancak her küçük başarıyı kutlamayı öğrenmeniz gerekir.
Bu, alışkanlık geliştirmenin anahtarıdır. Bir köpeği eğitir gibi, sadece istisnai başarıları ödüllendirmek yerine her olumlu davranışı ödüllendirmelisiniz. Bu olumlu davranışlar için köpeğinize ödül vermek, köpeğinizin başarı için çok önemli olan alışkanlıklar geliştirmesini sağlayacaktır. Aynı şey sizin için de geçerlidir. Küçük alışkanlıklar edindikten sonra kendinizi parlatmanız, eylem eğrisinin üzerinde kalmanıza yardımcı olacaktır.
Mahrumiyet ve mahzuniyet içerisinde olsak bile bir bayrama erişmenin sevincini duymalıyız. Her şeye rağmen sevinmeli, sevdirmeli ve sevindirmeliyiz. Sesinizi duyduklarında yürekleri kabına sığmayacak olanları bekletmeyin. Bayram sevindirmekle ihya olur.
Bayramımız mübarek olsun.
1 Yolcu
Bir gün açmaz dediğin o çiçekler açarsa ,,
Gitmez dediğin dertler giderse ,, ama hayat bunları beklemek için bile çok kısayken ömrünunuzü bekletmeyin …
giden gider gelen gelir dert kederlide olsa çayın şekersizde olsa onu acı anıyla mutlu yaşa …
İnceleme Puanı: 8/10
Merhabalar, bu sefer günler önce bitirdiğim ama bir türlü incelemesini yazacak şekilde hissettirip düşündükleriyle yüzleşerek başlayamadığım bir kitap incelemesiyle karşı karşıyayız. Çoğunlukla hayata sayılar odaklı bakan büyüklerin böyle az sayfalı bir kitabın nasıl derin etkiler bırakabileceğini anlamaları için detaylıca
Bir eşyayı sever gibi sevmeyin sizi gökyüzü gibi seven insanları.
Bir kenarda bakmak için bekletmeyin sizi zihnine poster diye asan insanları.
Bir yedek oyuncu gibi davranmayın,sizi baş oyuncu yapan insanları.
Bir kediyi sever gibi yapmayın, geçici değil kalıcı sevin -sizi evi ailesi gibi seven insanları.
Bir istenmeyeni görür gibi davranmayın size her fırsatta yanında olmaya çalışan insanları .
Bir eşyayı sever gibi sevmeyin bütün adımları size dönük olanı.
Bir eşyayı sever gibi sevmeyin sizi ay gibi seven insanları
Çağdaş yazarlarımızdan Tuğba Doğan ile tanışma kitabım Nefaset Lokantası. Son zamanlarda çokça okunan bir metin olmasına rağmen seveni de sevmeyeni de oldukça fazla. Ben de merakla başladım ve çok beğendiğim bir kitap oldu.
Kitabın arka kapak yazısında sanki derli toplu bir hikâye okuyacakmışız izlenimi alsam da, aslında son derece dağınık bir metin. Zamanda sıçramalar, geçmişle bugün arasında sıkışmalar çok fazla. Metnin sonunda her şey toparlansa da başlangıçta bazı şeyler kafa karıştırıcı gelebilir.
Başkarakterimiz Salih, çalıştığı gazeteden kovulur ve bir süre işsiz kaldıktan sonra yurtdışına gitmeye karar verir. Bu temelli bir kaçıştır aslında. Hikayemiz böyle başlasa da devam ettiği konular ve yazarın bu konuları ele alış şekli son derece derin ve incelikli. Aşk, aile, arkadaşlık, vicdan, geçmiş ve gelecek gibi insani pek çok konuya değiniyor yazar.
Metin herkese hitap etmeyebilir. Fakat ben çok keyifle okudum. Ayrıca, iddialı bir benzetme olacak ama, yazarın kalemi bana Yusuf Atılgan’ı anımsattı. Metin radarınıza girdiyse hiç bekletmeyin derim. Okuyacak olan herkese şimdiden keyifli okumalar diliyorum.
“İnsan metruk bir geleceğe yakalanabilir, onun tarafindan köşeye sıkıştırılabilir. Hafıza bir intikam makinesine dönüşebilir ve kişiyi hayatının geri kalanı boyunca sadece yaşanmış olanla değil, hiç yasanmamış anılarla da durmadan avlayabilir. Istırapların en büyüğü bu olmalı. Asla bilinemeyecek yaşantıları özlemek, geçmişin değil geleceğin nostaljisi. İşte yaşaması bitse de gömülemeyen budur.”
Nefaset LokantasıTuğba Doğan · Yapı Kredi Yayınları · 20191,537 okunma
Neden aramadın diye sitem eden kadına kızmayın. Yolunuzu gözleyen kadını fazla bekletmeyin. Seni seviyorum diyen kadına ben de deyip kestirip atmayın . Ve sizi bu kadar seven kadını sakın ilgisiz bırakmayın. Çünkü kadın bilir ki ilgisiz erkek yoktur , başka bir kadınla ilgilenen erkek vardır.
Merhaba, bugün sizlere Öteki Şeylerin Tarihi kitabının yorumu ile geldim. Yazarımızın kalemi ile Keşke kitabı ile tanıştım ve iyi ki tanıdım diyorum İlk okuduğum kitabı gibi bu kitabı da bizlere çok şey katacak Okurken birçok şeyi bilmiyormuşum diyeceğiniz türden ki ben öyle dedim birçok yerinde
Yazarımız hem bizlere bilmediğimiz öğretip hem de karşımızda sohbet ediyormuşçasına bir kitap sunmuş.. Bilgiye doyamayaksınız diyorum
Kahvenizi içerken bir de bakıyorsunuz ki neden bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı varmış diye sormadan edemiyorsunuz
Atasözlerinden deyimlere, tarihte aslında nasıl oyunlar döndüğüne.. Hileler, cezalar, yanlış bilinenler, aslında bazı kelimelerin anlamlarının çok güzel olmasına rağmen insanoğlunun kötüye çekmesi.. Maymun idamını, kolonya kelimesinin aslında nereden geldiği, ölünün ardından 40 gün yas tutulması..
Hangi birini anlatsam bilemiyorum sizlere Ama @semasoykan kitabında sizlerle sohbet etmek için bekliyor Çünkü anlatacağı çok şey var Hoş sahbetine bazı yerlerde onunla sinirlenip, gülüp, eğlenerek bir kitap okumak istemez misiniz O zaman çok fazla bekletmeyin derim Kitapla ve sevgiyle kalın
Vakti olan bence bir günde bitirebilir. Benim bir gün vaktim yoktu, okurken de bitmesin istedim, bir yandan da pdf kitap okudum. Bitmesini geciktirmek için, bugün bitti. Çok iyiydi. Gerçeklik payı yüksek bir mevzu var kitapta ve bir kişinin bir karar koca bir aileyi ne hale getirebilirin bir kanıtı bu kitap. Herkes hikayesi başka, dışarıdan farklı biliniyor ama içi hiçte hesap edildiği gibi olmayabiliyor. Bekletmeyin okuyun derim, iyi okumalar