Olabilmek- doğruluklu olabilmek: çünkü kendiliğinden, dolaysız olarak verilmedi sana, sahici olmak- tam tersi: hep bu sahtelikler sürüldü önüne; hep yanlışlar. Sen de, şu ya da bu ölçüden girerken onların içine, yanlışlar işlerken, sahteleşirken- kendine maske seçerken-, hep, o, arkada, belirsiz duran sahici anlamını özleyip, çağırıp, bekleyip, durdun.