Bekleyip duran şey toparlandı, üzerime atıldı, içime akıyor, dopdoluydum. O Şey benmişim, başka bir şey değil. Özgürlüğüne kavuşmuş, bağlarını koparmış varoluş üstüme çöküyor. Var oluyorum.
Sayfa 147Kitabı okudu
Örümcek ağına dikkat edilmelidir. Havaya güvenemeyenler, örümceğe rahatlıkla güvenebilirler. Yağışlı ve sert hava yaklaşırken örümcekler ya ağlarında değillerdir ya da ağ üzerinde fazla hareketlidirler. Yaklaşan bol rüzgârlı ve yağmurlu havaya karşılık ağını güçlendirmek için yoğun hareket halindedir. Sakin hava şartlarında ağının ortasında bekleyip durur.
Reklam
— Ankara’ya gidecektim, çok önemli bir iş için... Taksiye binip Şişhane’ye gittim ki, terminalden uçak bileti alayım. Terminalin kapısı kapalı, camında bir yazı: “Tamirat dolayısıyla kapalıdır. Biletlerinizi Aksaray’daki büromuzdan alabilirsiniz.” Yine bir taksiye bindim, haydi Aksaray... Ona sora buna sora, Aksaray’da Türk Havayollarının yerini
Sayfa 22 - Bu Memleket BatarKitabı okuyor
Sonra öptü beni. Ne olduysa bu öpüşme yü­zünde oldu. Beni öpmemiş olsaydı ona müsaade etmezdim. Şimdi hamileyim ve kimden olduğunu bilmiyorum. Bekleyip kime benzediğine bakmaktan başka çare yok.
Olabilmek- doğruluklu olabilmek: çünkü kendiliğinden, dolaysız olarak verilmedi sana, sahici olmak- tam tersi: hep bu sahtelikler sürüldü önüne; hep yanlışlar. Sen de, şu ya da bu ölçüden girerken onların içine, yanlışlar işlerken, sahteleşirken- kendine maske seçerken-, hep, o, arkada, belirsiz duran sahici anlamını özleyip, çağırıp, bekleyip, durdun.
Uzun saatler bekleyip de elinden bir şeyin gelmemesidir. Kimsesiz kalmaktır. Derdini anlatacak kimseciklerin olmamasıdır.
Reklam
"Hepimiz bekleyip, en iyisinin olmasını ümit edeceğiz."
Mutluluğu bekleyip bekleyip, en sonunda dayanamayıp evden kaçtığında, ertesi gün harika mutlu bir haber terk ettiğin eve gelse de artık iş işten geçmiştir. Mutluluk bir gün geriden gelir... When you wait and wait for happiness, and finally can't bear it anymore and run away from home, even if the next day fantastic news of happiness comes to the house you left behind, it's already too late. Happiness always comes one day late.
Mutluluğu bekleyip bekleyip, en sonunda dayanamayıp evden kaçtığında, ertesi gün harika mutlu bir haber terk ettiğin eve gelse de artık iş işten geçmiştir. Mutluluk bir gün geriden gelir..
Umutsuzca sevmenin, yıllardır bir şeyler bekleyip durmanın anlamı var mı?
Reklam
Erkeklerin tutturduğu bu düzeni onlardan daha iyi koru­yup, sadık birer nöbetçi asker gibi başında bekleyip, ken­di hayatımızı kurtarıyoruz… San­ki artık hiçbir kadın hür olmak istemiyor bu memlekette. Bunun cezası şimdiye kadar ayıplanmak, işten çıkarılmak, okutulmamaktı. Şimdi hepimiz içten içe deli gibi korkuyo­ruz. Artık kanla kesiyorlar cezamızı.
Sayfa 141
"Biriyle birlikte bir yaşam kurmak için yıllarca bekleyip ve artık hiçbir engel olmadığını düşünürken, asıl engelin insanın kendisi olduğunu anlaması feci acıtıyor!"
Gelip bekleyip Gitmiş miydi? yoksa Hiç gelmemiş miydi?
" Mucitler ya da buluş yapanlarla konuşursanız, farklı sözcüğüyle birlikte gösteriş yapma fikri de doğar. Başarılı olanlar nereye yöneldiklerini bilmezler; sadece denemeyi bekleyip görmeyi düşünürler. Aslında en sevdiğim ifade şudur: " Bir şeyler yap ve neler olacağını gör."
Onu o masalın mutsuz sonundan cekip çıkaramadığında hep bir mucize olmasını bekleyip durmuştu o da olmamıştı.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.