120 syf.
·
Puan vermedi
·
15 günde okudu
Unutulanlar ve sabah kahvesi
Beklemek, durmak, görmek... Bekleyiş, duruş, görüş. Hatırlamak, unutmak... Hatırlayış unutuş. Sanki yazara bir sözcük havuzu verilmiş ve kitabını bu sözcük havuzundan seçeceğin kelimelerle yaz denmiş. Kelimeler sürekli tekrarlı fakat her bir cümlede bambaşka anlamlara gelecek şekilde kullanılmış. Kitap bir yazar, bir adam ve kadın ağzından ya da kimi zaman tanrısal yazılmış. Kimi gerçek, kimi hayal. Her şey iç içe, her şey çok karışık... Anlamlandırma noktasında hakkını veremediğimi düşünüyorum. Bu kitap benim için aç karnına acı bir kahve içmek gibiydi. Okurken keyifli sonrasında verdiği ağrının pişmanlığı...
Bekleyiş Unutuş
Bekleyiş UnutuşMaurice Blanchot · Monokl Yayınları · 2018701 okunma
120 syf.
9/10 puan verdi
“Yazı Düşünürü”
Enis Batur’un Blanchot için kullandığı bir tabirmiş “yazı düşünürü”. Tek kitabını okumuş olmama rağmen bu tabirin onun için oldukça uygun olduğunu düşünüyorum. Aslında inceleme yazmadan önce biraz araştırma yapayım dedim, kimdir, nasıl birisidir, nelerden etkilenmiş, savunduğu şey nedir diye ama sanırım benim bunlar hakkında uzun uzadıya yazmam
Bekleyiş Unutuş
Bekleyiş UnutuşMaurice Blanchot · Monokl Yayınları · 2018701 okunma
Reklam
120 syf.
7/10 puan verdi
anladığım anlaşılır değil
Bir kadın, bir erkek, bir kadın daha ihtimali ve otel odası. Elindeki tüm somutluk bunlar, bekleyiş ve unutuş üzerine diyaloglar kuruyorsun. Kelimeler tek başına anlamlı, cümleler de öyle; bağlama geldiğimizde ise ortada öyle bir şey yok. Harflere bir-iki mercek geriden baktığında zaten eğreti duran anlam hepten yok oluyor. Devam ediyorsun, hah tamam şu an oluyor düşüncesindesin ve işte yine bir boşluk, düşüş. Bu tarz yazarların anlanmak için yazdığına inanmıyorum asla ya da o nadiren çıkan anlamak için diğerlerinden daha büyük bir güç sarf edip şöyle böyle bir yakıştırma yapabilenleri ayıklamak istemiş. Tüm kitap genelinde konuşursak eğer bildiğim tek şey benim o azınlık kesimde olmayışımdır. Hatta onların sadece hayatlarını belli bazı yazarların yazınına harcamış ve yazarın mürekkebini kendi kanına karıştırmış okur veya eleştirmenler olduğunu düşünme raddesine varabilirim.
Bekleyiş Unutuş
Bekleyiş UnutuşMaurice Blanchot · Monokl Yayınları · 2018701 okunma
128 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
"Ölüm olmasaydı herşey anlamsızlığa ve hiçliğe yuvarlanırdı."*
Bu akşam izlediğimiz filmde; Tom Hanks şöyle diyordu; Ölümüme karar veremeyeceğimi anladığımda, şöyle dedim kendime "yaşamak zorundasın." Ölümle hayatın sınırlarının karıştığı o anda yapılabilecek en iyi şey; kabullenmektir... Hayatı ya da ölümü... Eser beni inanılmaz zorladı; her cümlesi dev dalgalar gibiydi ve adeta son yılların
Son İnsan
Son İnsanMaurice Blanchot · Kabalcı Yayınevi · 2008328 okunma
·
Puan vermedi
Beklemek ve unutmak iç içe geçtiğinde bu derin bir felsefedir. Bir kadın ve bir erkek. Biri bekliyor diğeri unutuyor. Unuttukça hatırlıyor, bekledikçe beklemenin farkına varıyorlar. Bekleyiş unutuşun devamı ya da öncesi. Ya da aynı anda, aynı şekilde sürüyorlar. Unutmayı bekleyin, beklemeyi unutun. Hatırlayın.
Bekleyiş Unutuş
Bekleyiş UnutuşMaurice Blanchot · Monokl Yayınları · 2018701 okunma
120 syf.
9/10 puan verdi
Bekleyişin unutulduğu, unutuşun beklenildiği bir hikaye bu. İsimlerini bilmediğimiz, ilişkilerini adlandıramadığımız, sadece bir odada kadın ve erkek arasında geçtiğini bildiğimiz diyaloglar. Her bir cümle kafa karıştırıyor, durup üzerine düşündürüyor. Maurice Blanchot, bekleyişin ve unutuşun felsefesini derinlemesine inceliyor. Bekleyişin bir yerlerde beklediği, unutuşun unutulduğu ve aslında ikisinin de gerçekleşmesi istenilmeyen tutkulu bir hikayenin içindeyiz. Hikaye ilerledikçe karakterlerin bu aşkı yaşamaması gerektiğini, ayrılmaları ve hatta acı çekmeyi bir yerde bırakmak için birbirlerini unutmaları gerektiğini anlıyoruz ama bunu yapmak ikisi için de zor. Bu süreçte aralarındaki konuşmalar ise hem tutkuyu hem de ayrı kalma düşüncesinin verdiği acıyı en derinden hissettiriyor. "Unutuş, gizli kalan armağan." diyor bir sayfada. Tam da öyle. Hayatın bir noktasında unutmak, unutabilmek insanoğlu için bir mucize. Unutsa bitecek tüm acısı ama unutmayı beklemeye alıyor bellek ve bekliyor öylece. Unutmayı beklediği gibi zaman zaman da beklemeyi unutuyor tıpkı karakterlerimizin yaşadığı gibi. Fransız edebiyatının derinliği ve zaman zaman karmaşıklığı okuru içine alıyor, girdap gibi. Yormuyor değil ama okutuyor, hem de muhteşem bir edebiyat sunarak okutuyor. Sayfa sayısının azlığına kanıp bir çırpıda okurum demeyin Bekleyiş Unutuş'u, öyle olmuyor, iyi ki öyle olmuyor. Çokça düşünerek okutuyor. Bazen bizim hislerimizi anlatıyor bazen de bu kadar acı fazla dedirtiyor. Hayranlıkla okudum.
Bekleyiş Unutuş
Bekleyiş UnutuşMaurice Blanchot · Monokl Yayınları · 2018701 okunma
Reklam
49 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.