Mustafa Kemal
Henüz mektep sıralarındayken şuursuz ve baskıcı idareye karşı içinden fışkıran inkılapçı ve hürriyetçi duyguları dışa vurmakta tereddüt etmiyordu. Bir yandan hürriyet temalı kitaplar okurken diğer yandan bu fikirleri daha fazla arkadaşına ulaştırmak için oldukça cüretkar gazete çıkarma fikrini benimsemişti.
Kronik
Ey aksa
Sen, elbet bir gün Hürriyetine kavuşacak, ve İslam ordusunu kucaklayacaksın. Elbet bir gün İslam ordusu zalimlerin zulmü altında kalmadan, namaz kılacak sen de...
Bunca bekleyiş,
Bunca şehit,
Bunca dua,
bunca hasret...
Kutlu bir fethin habercisidir ancak...
Hangi hasret bitmedi, hangi duaya cevap verilmedi, hangi bekleyişler son
Bir Rüya Gibi
Kalbimde sevgiler, hatıralar, özleyişler, ümitler, ümitsizlikler, bekleyiş anlarındaki heyecanlar, gidişlerinde duyduğum acılar şimdi yeni baştan birbirine karışıyordu.
Sayfa 5 - İnkılap ve Aka Kitabevleri / 1970Kitabı okudu
İnsanlığın İnsansızlığı ve Zulmü Üzerine
Eskiden hüzünlü iken gökyüzüne bakınca yıldızlar bana hüznümü unutturur hayal kurdururdu. Artık gökyüzüne bakınca hunharca birer birer eksilen yıldızların yokluğunu ve acısını görüyorum.. Bir yıldız düşünün ki gökyüzünden zorla, çığlık çığlığa koparılmış... Bir yıldız değil, hayır, bin yıldız da değil.. Sayısını bilmiyorum sadece çok olduğunu biliyorum.. Bütün dertlerin anası bilmek, bilmek, bilmek.. Bilmekten iğreniyorum..
Bilmekten nefret ediyorum. Bilmek bana acı veriyor... Bilmek bana bir şey kazandırmıyor.
Ben artık gökyüzüne bakınca nefes alamıyorum. Eskiden gökyüzünde yıldızlar o kadar çok olurdu ki sayamazdım bile. Ben artık gökyüzüne bakınca kalan yıldızları sayabiliyorum.. Sayabildiğim o yıldızlar "biz ne zaman gökyüzünden koparılacağız?" diye usul usul gökyüzünde süzülüyorlar. Ben artık gökyüzüne bakınca büyük bir teslimiyet ile kıyametin kopmasını bekliyorum. En güzel bekleyiş...