sevgili kartopu'yu okuduğum ve severek eşlik ettiğim birkaç kitabından tanıyorum. kelimeleri ve kelimelerin eşliğinde kurduğu cümleler sadeliğin saygın akıntısıyla kalbime narin bir huzuru iliştiren kıymetli parçalardan olmuştur her daim. kendinizi yabancı hissetmez, huzurun okuduğunuz sayfalar arasından dünyanıza yerleştiğini fark edersiniz.
"kulak verirsen bir ağaca, içindeki ormanı gösterir sana. bir kelebeğe kulak verirsen kabuğunu yırtmanın sırrını fısıldar kalbine. salyangozu takip edersen hayatta iz bırakmanın yolunu öğretir sana. bir taştan ağırlığı, bir yapraktan rüzgarla uçuyor olmanın hafifliğini öğrenirsin. bir denize baktığında, " her şeyi kaldırabilirim," diye fısıldarsın taşımak zorunda olduğun her şeye. kötüleri boş ver ama iyi insanlara bakmak dünyayı sevmeyi öğretir. yumuşak g sürekli arada olmanın, bir cümlenin başına geçemeyecek olmanın umutsuzluğunu gösterir sana. evrendeki her şey, kendi hikayesini anlatır. hikayeni anlatabilmek için kelimelere ihtiyacın var. kelimelerse içinde bir yerlerde saklı. duymayı unuttuğun o sese kulak ver. unutma, tek bir sesle bölünür tüm sessizlik."
"yazmak için hiç kimseye ihtiyacın yok. ne bana ne de diğerlerine. sen tek başına bir gerçekliksin. bize kendi gerçekliğini anlat. başkasının hikayesini değil, kendi hikayeni."