"Küvetin deliğinden döne döne giden bu zifiri şey, belki de hayatımdaki en karanlık dönemin bittiğini müjdeliyordu."
Sayfa 228Kitabı okudu
Bu işte bir yanlışlık olmalıydı, her şey bu kadar basit olamazdı. Tamam ateş düştüğü yeri yakardı ama hayat olduğu gibi devam etmemeliydi. Uzayın boşluğuna savrulup yok olmuyordu acılar. Nereye gidiyordu peki bunca acı, bunca yaşanmışlık neyi değiştiriyordu? Biz insansak bunlar kimdi? Bunlar insansa biz kimdik? Hepimiz insansak... Hayır, hepimiz birden insan olamazdık. İnsan türü dışında yeni bir tür oluşuyordu muhakkak. İnsan türünü küçümseyen, hor gören yeni bir canlı vardı artık. Kendini yarı tanrı gibi gören bir tür belki de. Konforlu küçük saraylarını ötekilerin üzerine inşa eden uyduruk, sahte tanrılar. Yarı tanrı olmakla ezilen olmak dışında bir seçenek yok muydu artık?
Reklam
145 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Eser, yazarın İnsanlık Komedyası’nın, Toplum Ahlak ve Görenekleri üzerine incelemeler bölümünün Özel Hayattan Sahneler başlığı altında bir araya gelen, yirmi yedisi tamamlanmış otuz iki romanının on yedincisi. Fransanın 19. yüzyıldaki sosyal yapısının tarihsel bir portresi… İki kız kardeş tıpkı kafeste korunur gibi yetiştiriliyor belli bir yaşa geldikten sonra evleniyorlar ve asıl olay bundan sonra başlıyor. Toplumun özellikle kadınların çevresindeki mutlu ilişkileri ve mutlu kadınları kıskanmaları çok güzel bir şekilde işlenmiş. Vadideki Zambak kahramanlarını tekrar okumak beni mutlu etti. Felix’in olayları bu denli olgun karşılaması kendisinin de aynı yollardan geçmesi ;) Savunması da bir o kadar realist “ Ben cömerdim ama toplum değil. O ortalıkta parlayıveren bir kadından hemen kaçar, tam bir mutluluk ve itibarın bir arada bulunmasını istemez. Adil midir, onu bilemem. Ama dünya zalim, hepsi bu! Belki güruh olarak insanlar tek tek olduklarından daha hırslı…. Bütün bunları biliyorum görüyorum ama, dünyayı ben değiştiremem ki! Ama hiç olmazsa, seni senden koruyacak güce sahibim. Karısını suçlamıyor olanlar için, onu meşhur bir adama iten arzuyu, bazı kadınlarda yaratmış olduğu hasetle kendine açıklıyor. Ahlaki açıdan kabul edilir mi edilemez mi orası tartışılır (?) herkesin ahlakı kendine :)
Bir Havva Kızı
Bir Havva KızıHonore de Balzac · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2009467 okunma
Duygularımızı dışavurmakta biraz cimriyiz belki, daha çok düşüncelerimizle yaşıyoruz ve bu bir ölçüde bozuyor bizi, değerlendiriyoruz ama hissetmiyoruz.
Akıl hastalığı klinikleri, daha doğrusu tımarhaneler başka hastanelerden pek farklı değildir. Delilerin deli olmayanlara benzemesi korkunç bir şeydir. Delileri tetkik eden ister doktor, istee başka bir adam olsun, mutlak içinden adeta kendi aklından şüphe etmeye başlar. O kadar deliyle ilk temas - şayet buhran içinde değilse- insana onun da herkese benzediğine, belki her adamın içinde saklı bir delilik olduğuna hükmettirir.
kıskançlık, zehir saçmasına vesile oluyordu. Şüphesiz, en budalaca alınganlık, en delice vesvese bu duygulardan ayrılmaz. Belki: "Böyle bir izzetinefis nereden geliyor," diye sorarsınız. "Bu kadar küçük, değersiz mi değersiz, sosyal durumlarına göre hadlerini bilmeleri gereken insanlarda nasıl olur da yer edebilir bu duygu?"
Reklam
Konuşmayacağız. Yılların acılığını da anlatmayacağız. Belki güleceğiz bazen ya da gözyaşlarının nedenini bulacağız Ya da kaybolmuş bir şeyi ikimiz de arayacağız.
"Belki de edebiyatçılık,anlatmaktan çok,bir anlama uğraşına dayanıyordu."
Sayfa 119Kitabı okudu
Biz o gemiyi yaktık. Belki içinde biz de yandık ama yaktık.
Belki de insanlar kendi kendilerini düşünmek, hayaller kurmak için yeteri kadar yalnız kalamadıklarından anlayışsız oluyorlardı.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.