psikolojik olarak ele alındığında epey ilginç belki de zararlı bir bağlanmayı ele alıyor. ihanet kısmına pek katılmıyorum. insan delicesine bağlılık duyduğu bir şeyin peşinden elbette ki gitmeli. zaten mecburdur da gitmeye.
müzeyi ziyaret ettikten sonra okumak herkes için çok daha anlamlı olacaktır. ben müzede gördüklerimin tasviri ile okudum . tavsiye ederim.
Masumiyet MüzesiOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 2022136 okunma
PAPAZ
Yani siz Tanrı’ya hiç mi inanmıyorsunuz?
ÖLÜM DÖŞEĞİNDEKİ ADAM
İnanmıyorum. Bunun da nedeni gayet
basit; insanın anlaşılmayan şeye inanması
tamamen imkânsız çünkü. Kavramak ile in-
anmak arasında dolaysız ilişkiler olmalıdır;
kavramak inancın ilk besinidir. Anlamanın
hiç etkili olmadığı yerde, inanç ölüdür ve bu
tür durumlarda inanç
Sınırsız bir korku kapladı içimi. Nereye gittiğimi bilmiyordum. Rıhtım boyunca koştum; Beauvoisis Mahallesi’nin bomboş sokaklarına döndüm; evler, üzgün gözlerle kaçışımı seyrediyorlardı. Boğuntu içinde durmadan tekrarlıyordum: “Nereye gitmeli? Nereye gitmeli?” Her şey olabilir. Ara sıra, yüreğim korkuyla çarparak ansızın geri dönüyordum; neler oluyordu arkamda? Korkutuğum belki de arkamda başlayacaktı ve ben döndüğüm zaman iş işten geçecekti artık. Nesnelere baktığım sürece bir şey ortaya çıkmayacaktı. Her şeye bakmaya çalışıyordum; kaldırımlara, evlere, gaz lambalarına. Bakışlarım, onları yakalamak ve değişimlerini, tam gerçekleşirken durdurmak için, nesnelerin birinden ötekine hızla gidip geliyordu. Her zamanki doğal halleri yok; ama ben, bu bir gaz lambasıdır, bu bir çeşmedir deyip duruyor ve bakışımın gücüyle onları günlük görünüşlerine indirgemeye çalışıyorum.