"İnsan haklı olduğunu bile bile kaçar mı?" Sevgi, "Kaçabilir," dedi, kendine güvenen bir sesle. "Evet," dedi Hikmet de "Bu kadar haklı olduğu halde, böylesine haksız görünmeğe dayanamamıştır. Kaçmakla, bir bakıma bütün dünyayı suçlamaktadır belki de. Böyle bir topluluğun içinde yaşayamayacağını anladığı için kaçmaktan başka çare bulamamıştır."
Sayfa 439Kitabı okudu
" O kendisi olmak için beni unutmaya belki muhtaç! Fakat ben ancak onun sayesinde biraz kendim olabiliyorum. Bu, belki de onun hiç anlamayacağı bir şey. O benim kaderimi bitmiş biliyor ve bunda haklı! Fakat ben onun kaderi üstüne acz içinde titriyorum. "
Sayfa 381Kitabı okudu
Reklam
Benim onu sevmemin nasıl bir mucize olduğunu bilmiyor. Belki de sıradan ve vasıfsız bir şey gibi görüyor bunu. O da haklı. Neredeyse tanıyan herkes sevmiş onu. Farklı boyutlarda elbet. Ama bir şekilde sevmiş. Zaten onu birazcık tanıyan birinin kayıtsız kalması, sıradan biri gibi davranması mümkün değil. Fakat ben ne yapabilirim? Anlatamıyorum. Anlatamamamın sıkıntısı içimdeki telaşı kat be kat artırıyor... Seni en çok ben seviyorum desem, en başka ben seviyorum ve en başta, herkesten çok, en çok, en... Ne en? İçimden geçenleri bilse koşup boynuma sarılır. Oysa sadece anlatabildiğim kadarını biliyor. Anlatabildiğim kadarını... Anlatabildiğim kadarıyla ne yapılabilir? Birer çay içilebilir belki..
Sayfa 143
Satranç oynayanları görüyor musun? Hep bir bir sonraki hamleyi yapmak zorundalar. Duramazlar; çünkü durmak yenilgiyi kabullenmek demektir. Yenilgi eninde sonunda kaçınılmazdır ama en azından sonuna dek mücadele etmiş olurlar. Biz istediğimiz her şeye sahibiz. Bundan iyisi mümkün değil. Kendimizi iyi veya kötü, haklı veya haksız görmek saçmalıktan ibarettir. Bugün Cenevre'nin tepesinde bir bulutun asılı olduğunu ve belki de aylar boyunca orada kalacağını biliyoruz; ama eninde sonunda gidecek. İşte bu yüzden, yoluna devam et ve kendini hayatın akışına bırak.
İnsan doğabilmek mi, insan kalabilmek mi? Oysa insan sayılabilmek için insan doğabilmek yetmez ki. İnsan olabilmek merhameti, vefayı, adaleti içinde barındırabilmekle mümkün. Kime sorsan herkes adil, herkes merhametli, herkes vefalı, herkes insan. Ta ki gerçekten adaletini, vefasını, merhametini göstereceği bir olay vuku bulana kadar. Sonra?
''Yaa Umutçuğum, bak bu böyle olmayacak.'' dedi ve ''kendini bitirdin, bari bizi bitirme'' diye devam etti. Olayı tam anlamadığımı söyleyip konuyu biraz açmasını rica ettim. ''Allah aşkına şu haline bi bak,şu sırtına,şortuna,göğsüne,şu elindeki poşete bi bak. Görmüyor musun abi senin vizyonun yok. Hadi seni geçtik, sen bizim yanımızda dolaştığın müddetçe bize de bu plajdan bi ekmek çıkmayacak, sayende doyasıya bi yaz aşkı yaşayamayacağız.'' diye kalbini kırarcasına konuştu. Aslında haklıydı. Evet belki vizyonum yoktu. Ama kocaman sevgi dolu bir kalbim vardı.Ve şimdi kırılmıştı. Gözyaşlarımı dizginleyerek ''Haklı sebeplerim var!'' dedim. Kayalardan denize balıklama atlarken suya göğüs üstü düşüp pişmiştim ve göğsüm üç gündür kırmızı-mor karışımı bir renk almıştı. Sadece sırtımdaki değil burnum ve bacaklarımdaki derilerde soyulmuştu. Ve şorta gelince; iki beden büyük olması, suya atlarken kayıp çıkması, sahilde otururken paçamın arasından...Neyse... Evet bende biliyorum bunlar görüntü itibariyle çok çirkin olabilir ama ben denize girdiğimde içine hava dolup şişme yapsın da boğulma olasılığım asgariye insin diye tıpkı bir kurnaz gibi, tıpkı bir sinsi gibi ince hesaplar yaparak büyük almıştım o şortu. Bu haklı sebeplerimi açıkladım. Ne diyecekler? Hiç bir şey diyemediler. ''Bundan sonra da yalvarsanız da durmam'' diyerek çekip gittim.
Reklam
Herkes haklı olduğu düşünülsün ister, ruhsal bozukluğu olanlar bile - belki de özellikle ruhsal bozukluğu olanlar.
Çin'in bir köyünde yaşlı bir adam varmış. Çok fakir... Ama imparator bile onu kıskanırmış. Adamın öyle dillere destan bir beyaz atı varmış ki... İmparator bu beyaz at için ihtiyara önemli bir para teklif etmiş, ama adam atı satmaya yanaşmamış. 'Bu benim için yalnızca bir at değil. Bir dost. İnsan dostunu satar mı?' demiş. Ama bir sabah kalkmış
İnsan neden kendi istediği bir şeyi başka birine zorla yaptırmak ister ki...Yapmak istemiyorsa yapmak zorunda değil.Bunu anlamak çok mu zor!Belki o senin,ona yapmasını söylediğin şey yerine müzik dinlemeyi,resim yapmayı ya da kitap okumayı tercih ediyor.Hatta o en nefret ettiği şeyi bile yapmaya razı olmuştur belki de...Sırf senin istediğini yapmamak,kendi istediğini yapmak için.Bunu bir düşün!Belki kendini onun yerine koyarsan haklı olduğunu anlarsın...
360 syf.
9/10 puan verdi
Silip silip tekrar kuruyorum.Ne desem nasıl anlatsam bu kitabı... Oğuz Atay'ın anısına..Oğuz Atay'a saygıyla.. Mükemmeldi... Başladığım andan itibaren bir dakika sıkılmadan aktı sayfalar..Anlatım, üslupp hele de kurguu.. Hakan Günday.. Kitabı okumayı hep ertelemiştim. Yazarını çok sevdiğim söylenemez açıkcası. Ama Sezar'ın hakkı Sezar'a diyorum ve tebrik ediyorum. Derda'nın yüksek lisans tezinin Marquis de Sade olması kadar manidar hiçbir şey görmedim. Derda'nın Derda'ya mektup yazması kadar romantik.. Derda'nın babasına attığı yumruklar kadar haklı.. Derda'nın profesörlüğü hakettiği kadar.. Bezir'in ölümünden Regaip'e kadar.. Rahime'nin saf ölümü kadar.. Çarşafın kapatamadıkları kadar.. Bilemiyorum AZ kadar, çok kadar. Oğuz Atay kadar.. Belki de bu kurgu hepimiz kadar gerçekti..
Az
AzHakan Günday · Doğan Kitap · 201921,1bin okunma
Reklam
Aime Cesaire'nin haklı olarak dediği gibi Hitler eğer aynı soykırımı Araplara veya Afrikalılara yapmış olsaydı, Avrupa'dan belki de Napolyon kadar " normal" bir kahraman diye iltifat görecekti. Ama Hitler'in tek suçu, soykırımı Avrupa'da ve özellikle Yahudilere karşı uygulamış olmasıydı.
Sayfa 111Kitabı okudu
yaşasın! ne kadar da ideolojik yaklaşıyoruz birbirimize bazen çok korkuyorum. ama bu; aslanlarımı açıklamama engel olmuyor çünkü fena halde yaraşıyor birbirine gece ve balta ve anneciğim derdi vardı neyin altına giysen olur bir siyah pantolonum şimdi gibi ay! tekhnem dolu müfsidle! bu da caddelerden derviş dervişegelmeme mâni
İyi geceler sevgili okurlar. Şikayet sisteminin bitmesine az kaldı. Çöp kutusu kaldı sadece. "Hesap silinmeleri", "Şikayet Sistemi" ve "Çöp Kutusu" hakkında sizi bilgilendirmek ve geliştirme sürecinde bu konu hakkında yapacağınız yorumlardan istifade etmek istiyoruz. Mevcut sistemimizde durum şu: İçerikler, örneğin
... ya gördüm neyleyim insanlar vardı duvarın içinde. ya ben hep duvara konuştum ya da duvar değil konuştuğum, içinde insanlar var. nedense beni anlasın istedim içinde insan olan duvarlar. bilmiyorum, belki de ben gerçekten delirdim onlar haklı belki de. içinde değil duvarların insanlar sadece arasındalar..
Bana Bir Şeyhler Oluyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.