Benim Kitabım
Sahnede beş dakikadan fazla kalmamam gerekiyordu.İzleyicilerin dikkati dağınık ve arkadaşlarıyla sohbet ediyorlardı, ben tüm bu olanları kulisten izliyorum.Hata yapmamam gerekiyordu . İki sıkıcı gösteriden sonra üçüncüsü dayanılmaz gelirdi seyirciye.Ben ikidebir kağıttan konuşmama bakıyordum ama kelimeler birbirine giriyordu. Ben kendime lanetler
Şiir Antolojisi
GÜNÜN ŞİİRİ Cezmi Ersöz Gözlerimden Çok Yaramı Sevdim... Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar. Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne
Reklam
KATRAN KATRAN ÜSTÜNE
Kafam dolu gelme, Şükürsüz değilim bu koca siyahlar içinde. Bana gelme, Gelme dediysem dönecekmiş gibi, Kalmayacak gibi gelme. Günahla böyle iç içe, Bana gelme.
Daha basit zamanları özlüyorum...İnsan bazı olayların başına hiç gelmeyeceğine kendini inandırdığı şeyi yaşayınca fark ediyormuş hayatı.50 gündür kalbimi acıtıyor bu gerçeklik. Senden sonra bitmiş bir hayatı devam ettirmeye çalışmak çok zormuş baba.Ben devam etmeyi bilmiyorum ve iyileşemiyorum. İçimde nefesimi kesecek kadar derin bir boşluk var
LÜTFEN BENDEN ÖTE DURMAYINIZ
Yağmur yağacağınaverdi, Yine İstanbul'un geceye küs bir gününde. Kim kimin kalbini kırdı bilmem ama, Bu kasvetli hava bedenime kısa. Hani o barış elçileri vardı, Onlarında kanadı kırık artık. Ben yine güleceğime verdim her şeyimi, İstanbul'da yine o meşhur kaoslar başladığında, Aşka da geç kaldım. Nasibi yanlışlıkla çöpe attım, Deliye
Not defterimde ne buldum:)
Dünya’da Yalnız Olan Tek ‘Şey’ Nedir? Yazılarımın arasında fazla yer edinmemiş olsa da bu aralar fazlaca düşündüğüm bir konu var: Yalnızlık! Sizce de yalnızlığın en büyüğü anneden, babadan yoksun olmak değil midir? Bugün bunu yazmak geldi içimden. Geçen hafta ‘’Ben + Sen = Biz’’ yazısından sonra hem büyük eleştirileri, hem de büyük destekleri
Reklam
"Yol arkadaşım ... Yolda yalnız Bırakanım
Halil Kantarcı'nın kıymetli refikası Ayşe Hanım bugün şu yazıyı kaleme almış.. "Yol arkadaşım ... Yolda yalnız bırakanım ... gidişinden tam 4 yıl sonra ... tam da gittiğin yaşta , gittiğin yerden yazıyorum ... 37. yaş gününe , üç ay kala ... Hani “yaşlanıyorum be Ayşem , bak aklar düşüyor saçlarıma ... yaş 35 , yolun yarısına
Güneş
Güneş işini vaktinde yapamamaktan korkuyormuşcasına aceleyle yükseliyordu bulutsuz gökyüzünde. Sanki sadece bizi değil bulutları da yakıp uzaklaştırıyordu etrafından. Gökyüzünün kendine kalmasını istiyordu sanki. İstediğini yapmayı da iyi biliyordu. Tek bir kuş bile yoktu etrafta. Bu yanlızlığını sıcak olmasına mı borçluydu parlak olmasına mı?
142 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.