...Banyodan çıktığımda, çayın enfes kokusu karşıladı beni. Mükellef bir sofra duruyordu önümde. Radyoda neşeli bir İstanbul türküsü. "Yanıyor mu yeşil köşkün lambası yâr/Hiç bitmiyor şu gönlümün kavgası yar." Evgenia elinde tabaklar, ortalıkta dört dönüyordu. Belki eski kafalı diyeceksiniz ama bir evde kadın yoksa, orası hiçbir zaman yuva olmuyordu.