Öldüğünüzde ne mi olur?
Aileniz cenazeniz ile ilgilenir...
Cesedinizi yani sizi uygun şekilde gömerler...
Şanslı iseniz cenazeniz (cesediniz) de olur...
Taziyeniz yapılır, dualar okunur, hayır işleri için bir şeyler yapılır ardından...
Bir süre üzülürler, sonra da tekrar mutlu olurlar...
Aileniz sevdikleriniz gündelik hayatlarında dönerler ve sevilen ve özlenen biri iseniz adınızı doğan çocuklarından birine verirler...
"Bana da bu yöntem ile isim vermişler zaten..."
Sonra siz unutulursunuz isminizin verildiği kişi sadece o kalır sizden tek anlam anı ve isim olarak...
Arada akıllara gelirsiniz üzülmeyin dua da edilir ardınızdan, taki isminizi verdikleri kişi ölene dek...
Sonra;
Unutulup gidersiniz belli bir süre sonra...
Onun için ardınızda güzel bir isim ve güzel bir eser bırakın, nesiller sonrada hatırlanmanız için...
Belki dua edeniniz olur ozaman...
Kurbana değil saldırgana acımak, kurbandan taraf değil de saldırgandan taraf hissetmek, saldırganla özdeşleşmek mümkün olabilir mi? Düşününce tüylerimizi diken diken eden bu durumun ilk bakışta olamayacağını düşünürüz genellikle, ama eğer saldırganı mükemmelleştirilmiş insanî değerlerle donatıp kurbanı ve hayatını da bu donatının aksesuarı haline
Sultanı Öldürmek
‘’Biri sizi cinayet işlemekle suçladığında deliller bulur, tanıklar gösterir, bunun bir iftira olduğunu kanıtlamaya çalışırsınız ama sizi itham eden kişi bizzat kendinizseniz ne yaparsınız?’’ sorusu sorulmuş kitabımızın arka kapağında. Tam da bu yüzden ‘’evet Ahmet Ümit yine yapmış yapacağını.’’ Diyerek aldım bu kitabı. Son
--------
"Sevgi, Sevilmek, Sevme" bu kavramlar neydi? Bunları hiç derinlemesine düşündük veya araştırdık mı? Bu kavramlar üzerinde bir eksikliğimizin olduğunu düşündük mü? Anneni, babanı, arkadaşını, kardeşini, sevgilini severken neyi doğru yapıyorsun veya neyi yanlış yapıyorsun?
Bu kitap adeta bende ezber bozan bir etki yarattı. Aslında
Eylem Tok. Adını bile meşhur kazadan sonra duyduk. Öğrendik ki Sarıyer'de bir grup arkadasıyla beraber oldukça lüks araçlarla yarış yapan oğlu, birini öldürmüş; Eylem hanım da oraya gelip yaralıların telefonunu alıp oğlunu uçakla Mısır'a ordan da ABD'ye kaçırmış. Bence yazarlık vasfı zayıf. Kitabı okuyarak zaman kaybetmeye değmez. Sonradan Demet Cengiz'in yazısından öğrendiğimiz kadarıyla aslında kitabı sevgilisi yazmış ve sahibi olduğu yayınevinden Eylem hanım için bastırmış. Bu da yetmemiş tüm basımları satın alıp çok satanlar listesine sokmuş. Film gibi gerçekten. Asıl bunlar tam kitap olur. Zaten burdaki yorumlardan da kitabın aslında çok da okunmadığı belli.
MihrEylem Tok · Hayy Kitap Yayınları · 2013225 okunma