Hani bazen hayatınızdan geri dönmek istediğiniz tarihler olur ya! Keşke dersiniz. "Keşke zamanı geri sarsam ve tekrar yaşayabilsem. Kimbilir ne çok şey değişirdi." Değişir miydi sahiden? Yoksa hayat 'varacağı belli' olan noktaya, farklı bir hikayeyle varır ama aynı sonla mı noktalanırdı? Bazı işlerin sonu başlangıcından belli midir?
İnsan doğabilmek mi, insan kalabilmek mi? Oysa insan sayılabilmek için insan doğabilmek yetmez ki. İnsan olabilmek merhameti, vefayı, adaleti içinde barındırabilmekle mümkün. Kime sorsan herkes adil, herkes merhametli, herkes vefalı, herkes insan. Ta ki gerçekten adaletini, vefasını, merhametini göstereceği bir olay vuku bulana kadar. Sonra?
Reklam
(22 Mayıs - 21 Haziran) Bir İkizler Erkeği, ayaklarınızı yerden havalandırıp gökyüzünün bulutları arasında dolaştırabilir. Kendinizi, dünyayı ve her şeyi bir anda unutabilirsiniz. Fakat, bu anın ne kadar süreceğini ne siz bilebilirsiniz, ne de karşınızdaki İkizler Erkeği… Zaten size böyle bir güvence de vermiş değildir. Ayrıca da kendisinden
(22 Mayıs - 21 Haziran) Bir İkizler Erkeği, ayaklarınızı yerden havalandırıp gökyüzünün bulutları arasında dolaştırabilir. Kendinizi, dünyayı ve her şeyi bir anda unutabilirsiniz. Fakat, bu anın ne kadar süreceğini ne siz bilebilirsiniz, ne de karşınızdaki İkizler Erkeği… Zaten size böyle bir güvence de vermiş değildir. Ayrıca da kendisinden
295 syf.
6/10 puan verdi
Canan Tan kendini, sınırını hiç aşmıyor. Kendine belli bir kalıp çizmiş. Olayları alışılmış bir şekilde yazıp gidiyor. Okuduğum romanları arasında sadece En Son Yürekler Ölür kitabıyla Eroinle Dans kayda değer ve alışılmış ezberin dışında ve oldukça özenliydi. Bu kitabı beni fazla etkilemedi alışılmış olduğundan zaten kitabın sonunu tahmin etmek çocuk oyuncağı gibiydi. Yazar böyle giderse çok okuyucu kaybedip, yerinde saymaya mahkum olur bence. Fakat yine de PEMBE VE YUSUF romanı hiç okunmaz mı yani? Diye soracak olursanız; size cevabım: Elbette okunur ama olaylar çok basite indirgenmiş derim.
Pembe ve Yusuf
Pembe ve YusufCanan Tan · Doğan Kitap · 20146.8k okunma
400 syf.
2/10 puan verdi
Haruki Murakami`i ilk defa test ettim. Adını daha önce çok duymuş bununla beraber çokçada merak etmiştim. Geçen gün gitdiğim bir arkadaşımın evinde Norwegian Wood`u görünceye kadarsa merakım merak olarak kalmıştı. Bu kitabı arkadaşımdan ödünç alıncaya kadar ne diller döktüm bilseniz. :) Deydi mi? Hayır... Arkadaşım sonunda pes edip " iyi o
Norwegian Wood
Norwegian WoodHaruki Murakami · Vintage Publishing · 200310.7k okunma
Reklam
416 syf.
7/10 puan verdi
Anlatım tekniği olarak (bu tekniğin bir adı var mı bilmiyorum) tıpatıp Otostpçunun Galaksi Rehberi. Bu tekniği nasıl anlatsam, biraz alaycı, lakayıt, uçuk betimlemeler, tasvirler (aradığı kızla bu otobüste karşılaşma şansı, bir gökdelenin 38. katındaki lacivert hortumlu bir filin şekersiz kahve seviyor olabilme şansına eşitti), aslında olmaması gereken herşeyle dolu. Bu kadar savruk ve dağınık anlatım belli bir yerden sonra gerçekten yoruyor ve zaten kopuk kopuk kurulan kurguyu takip etmekte zorlanmaya başlıyorsunuz - ki bu nedenden ötürü Otostpçunun Galaksi Rehberi'ni daha sonra tamamlamak üzere yarım bırakmıştım. Öte yandan bence bir sürü klişe barındıran, klişe bir konusu var. İçinde aslında özlerinde hiç olmaması gereken bir piçlik barındıran iki semai varlık, yaşamak ne güzel şey diyen başka bir varlık, her şeyi önceden tahmin edenler vs. vs. Gaiman'ın bir Yıldız Tozu, hele ki bir Mezarlık Kitabı gibi kesinlikle değil. Eğer fantastik edebiyat tanrıları beni çarpmayacaksa ben okumasanız da olur diyorum.
Kıyamet Gösterisi
Kıyamet GösterisiNeil Gaiman · İthaki Yayınları · 2012652 okunma
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.