Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Bellini tarafından yapılan portresini çok sevdiği, karılarından birine çılgınca aşık olunca, Venedikli biyografi yazarının safça ifadesiyle, zihnini bu esaretten kurtarabilmek için onu hançerleyen Fatih Sultan Mehmet'e derin bir yakınlık besliyordu."
Sayfa 332 - YkyKitabı okudu
Fatih Sultan Mehmed Yunanca biliyordu ve Yunanca kitaplardan oluşmuş bir kütüphanesi vardı. Ünlü İtalyan hümanisti Ancona'lı Ciriaco Pizzocolli maiyeti içinde yer alıyordu, Bizanlı Kritovulos onun biyografisini yazıyordu portresini yapması için Italyan Bellini'yi görevlendirmişti.
Reklam
İstanbul’un fethi görünenin aksine yeni bir Haçlı seferini erkenden önleyen stratejik bir adımdı. Fatih Sultan Mehmet’in “kızıl elma”sı, sanılanın aksine Osmanlı’yı Roma’nın devamı olan bir tür dünya devleti yapmaktı. Bizim İslamcıların tasvirlerinin aksine Fatih, İstanbul’u Avrupa’da katledilen Yahudi halkı için cennet yaptı. Gönderen değil aksine sürgünleri İstanbul’da toplayan Fatih, 1463’te Galata’da Carlo Martelli’nin evinde eğlenen hükümdardı. İstanbul Belediyesi’nin aldığı Bellini resmi örnek olsun, bizim gericilerin aktardığının aksine Fatih, İstanbul’u Rönesansçıların merkezlerinden biri yapmıştı. Batı’da kiliseyle kavgalı yenilikçilerin Fatih sempatisini biliyoruz; gittiği yol, haç ile hilali uzlaştıran güçlü bir milletler idaresiydi.
İstanbul sarayına getirilen ve sonraları İtalya’ya kaçarak anılarını yazan Gian-Maria Angiolello’nın anlattığına göre, Sultan o dervişten hoşlanmıyordu, onun Çarşı’da fetihlerini anlatıp övmesini yasaklamıştı. Resim bittiği zaman Sultan, Bellini’nin bu derviş hakkındaki fikrini sordu. Israrı üzerine Bellini, gerçek fikrini ifade ile dedi ki, “bu bir divâne olmalı”. Sultan ekledi, “ben böyle bir deli tarafından methedilmek istemem”. Bellini yanıt verdi, “Öyleyse neden onu başşeyhiniz yapmıyorsunuz?”. Bunun üzerine Sultan, Bellini'nin dediğini yerine getirdi. Bu ilginç görüşmeden şu sonucu çıkarmak mümkün görünür: Fâtih dervişlere samimi olarak saygı duyduğu için değil, herhalde pratik siyasî düşüncelerle iltifatta bulunmuştur. Genç Fâtih’in Akşemseddin'le olan ilişkilerini de burada anımsamak yararlıdır. İstanbul'un fethinde evliyânın rolünü belirten şeyhe karşı Fâtih, onun fazlasıyla öne çıkmasına izin vermemiş ve sonunda Ak Şeyh, vatanı Göynük'e gidip inzivâya çekilmiştir. Bellini'nin resmini çizdiği derviş herhalde bizim Otman Baba olamaz; çünkü Velâyetnâme’ye göre, Otman 8 Recep 883/5 Ekim 1478'de ölmüştür.
Sayfa 158Kitabı okudu
fatih ve hümanizm
Fâtih Sultan Mehmed'in Greko-Romen geleneğini benimsediği ve İtalya hümanist prenslerine öykündüğü iddiasını (Deissman) ne dereceye kadar savunmak mümkündür? Fâtih'in sarayında Grekçe ve Latince eserlerden bir kütüphane kurduğu, hümanist Ciriaco d'Ancona’yı ve Amuritzes gibi Grek âlimlerini sarayında kabul ettiği, İtalya'ya kaçmış olan Grek âlimlerini İstanbul'a çağırdığı tarihî bir gerçektir. Papa II. Pie’nin, Fâtih’e, Hıristiyan olursa Roma imparatoru unvanına meşrû olarak sahip olabileceği hakkında beyanı dikkate değer. Fâtih'in, Rum Patrik’inden Hıristiyan dinî esaslarını özetleyen bir risale yazmasını istediği de doğrudur. Konstantinopolis-İstanbul'un sahibi olarak Fâtih, Roma İmparatorluğu'nun meşrû sahibi olduğunu iddia ediyor ve ömrünün sonlarinda İtalya'yı istilâ için bir köprübaşı oluşturuyordu (1480 Otranto fethi). Son yıllarında Gentile Bellini'yi Venedik'ten sarayına çağırmış, portresini yaptırmış, Yeni Saray duvarlarına İtalya saraylarındaki gibi freskolar yaptırmıştır. Ancak, Fâtih'in hümanizm ilgisini, sadece siyasî hedefleri için bir araç olarak kullandığı şeklinde düşünülmemelidir. Onun sarayda, Müslüman ulemâyı haftalık toplantılara çağırdığı ve huzurunda İslâm din ve felsefesi üzerinde tartışmalara başkanlık ettiği unutulmamalıdır. Osmanlı ulemâsından hiçbiri, hümanizme onun gibi ilgi duymamıştır. Belki o, Hıristiyan ve İslâm halklarını ve kültürlerini kucaklayan, fakat onların üzerinde bir imparatorluk yapısı tasarlıyordu.
Fatih'in 1461'den beri resmini yaptırmak için İtalya'dan ressam istediği bilinmektedir. Nihayet ünlü Venedikli ressam Gentile Beliini gelmiştir ( İstanbul'da ikameti Eylül 1479 - Ocak 1481 ). Bellini aynı zamanda yeni sarayın duvarlarını Rönesans üslubu fresklerle süslemiştir.
Reklam
İstanbul’un fethi görünenin aksine yeni bir Haçlı seferini erkenden önleyen stratejik bir adımdı. Fatih Sultan Mehmet’in “kızıl elma” sı sanılanın aksine Osmanlı’yı Roma’nın devamı olan bir tür dünya devleti yapmaktı. Bizim İslamcıların tasvirlerinin aksine Fatih, İstanbul’u Avrupa’da katledilen Yahudi halkı için cennet yaptı. Gönderen değil aksine sürgünleri İstanbul’da tolayan Fatih, 1463 te Galata’da Carlo Martelli’nin evinde eğlenen hükümdardı. İstanbul belediyesinin aldığı Bellini resmi örnek olsun, bizim gericilerin aktardığının aksine Fatih, İstanbul’u Rönesansçıların merkezlerinden biri yapmıştı. Bayı’da kiliseyle kavgalı yenilikçilerin Fatih sempatisini biliyoruz.
Sayfa 166Kitabı okudu
Haklısın be reis :D
Bu devirde halk dervişi Kalenderi dervişi Otman Baba ve müritlerini ortadan kaldırmak için İstanbul'a sevk ettiğini de biliyoruz. "Bellini, Fatih'e şöyle demiş: "Siz, Büyük İskender'in bile başaramadığı önemli fetihler yaptınız. Bu dervişin yaptığı hakkınızda övgülerde bulunulmasını kabul etmiyorsunuz. Bu beni hayrete düşürüyor." Buna karşı Fâtih "Bu adamın aklı başında olsaydı, kendisi tarafından övülmeyi isterdim. Fakat bir mecnunun (deli) hakkımda övgülerde bulunmasını asla arzu etmem" diye cevap vermiştir.
Sayfa 516 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
83 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.